Sen mi gittin..
Ben mi gönderdim..
Yoksa eş zamanlı mı oldu her şey...
Bil mi yo rum...Tıpkı
Ben mi çağırdım..
Sen mi geldin..
Hoş geldin dersin,
Tüm masumiyetinle
Hoş geldin...
Bilemezsin,
-Sen de işe yaramadın,
Anlatamadıkların olmalı,
Bildiği sözcüklerle
Sınırlıysa algıladıkları
Bir şans daha
Vermeli onlara Tanrı
Boşa geçen ömürleri yerine
Apar topar kapıdan çıkarken,
İpten toplanıp yatağın ucuna atılıvermiş,
Kimin pantolonu, kimin çorabı belli olmayan
Çamaşır yığını gibi ,buluverisin dertleri kucağında.
Nereden gelip, ne ara yığın oluverdiler,
Sevdiğimi kaybettiğimde anladım,
Sevdiğim dediğim görüntünün,
Gerçek sevdiğimin çıkarıp attığı
Bir elbisesi olduğunu...
Ne bana ölüm var ne sevdiğime,
Biz ayrıda değiliz aynıyız üstelik...
Bu gün
Her gün gibi
Son gün olma ihtimalini
Derununda gizliyor olabilir...
Biliyorum,
Nasıl bir akıl tutulmasıdır ki,
Tutunduklarını bırakamıyor
Kör kuyunun başında beklediğini
Kabul edemiyor
Tekeden süt,kaktüsten gül
Çıkmasını bekliyor insan oğlu ve kızı,
İç konuşmaları:
Seni kırmazsam,ben kırılıyorum,
Yok mu ikimizi de memnun eden bir yol,
Bir hata yapmışım,
Yada doğru olan o gün oymuş
Bilememişim...
Eyy Hallacı Mansur
Bilsen nasıl da anlıyorum seni
Mansur dendikçe üzüldün
Bana Şule dendikçe gücendiğim gibi
insanın zoruna gidiyor,
Sanki Yardan ayrıymış gibi...
Acının azılı kanlısı
Acıyla bir doğan
Sevginin şevkatin
Sadık yariyim,
O yüzdendir düşmanımla
Koyun koyuna gezişim..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!