Yıkılan yakılan kentlerde
çocuk gülüşleri.
Ayaklar altında cam kırığı gibi.
Saklambaç oyunu sanki, "can pazarı"
Yaşanmamış hayatlar
Zula kentlerde…
Ben çocukluğumu, gün gün çaldırdım.
Yarım yaşadım hayatı hep yarım.
Açlığa alıştım, kendim kandırdım.
Yarım yaşadım hayatı hep yarım.
Kapım çalınmadı, dost yüzü bilmem.
Hayat bu emanet, beden üstünde,
Güzelliği yakut, bir insan ölür.
Zamanı gizlidir, vakitler kayıp,
Gülerken anlaşılmaz, bir insan ölür.
Kimisi sahibi, mal ile mülkün.
Üç kişilik kanepe, denk gelir kalçasına.
Boyundan kısmışlar da, her yöne Enli Gelin.
Kolları çam yarması, varil gibi kendisi.
Boyundan kısmışlar da, her yöne Enli Gelin.
Kaşı kirpiği çakma, yanakları benli gelin
Bir yudum suyunu paylaşan zalim
Örümcek ağında ipeğe benzer.
Yüzünü insana dönmeyen âlim.
Özünü yitirmiş kepeğe benzer.
Tohuma bakıp bir şey göremeyen.
Bülbül senin figanın boşu boşuna
Dilinden anlayan güller mi kaldı?
Yandınsa tam yandın söndünse söndün.
Daha içmediğin göller mi kaldı?
Çıkıp yücelere feryat edersin.
Fırtınalar kopar yüreğimde,
İlmek ilmek sökülürüm.
Elimde kalır tutunduğum dallar,
Yaprak yaprak dökülürüm.
Bugün dokunmayın yüreğime.
Herkesin sevdası kendine.
Ne sevdalar yaşadım ben.
Yarım…
Yarım yamalak.
Ne kızlar geçti yanımdan.
Saçlarını savurarak.
Yüzümdeki çizgilerin vadisinde,
Hüzün sürer hükmünü.
Gülüşümü çocuklara pay ettim,
Uykulara kapattım gözümü.
Zaman gölgesizmiş fark edemedim,
El içinde vurma yüzüme kusrumu,
Bil dayanamam kahrımdan ölürüm.
Gayene ulaşırsın belki amma,
Sen küçülürsün ben büyürüm.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!