Sonunu bilseydi yaprak,
Rüzgâra el eder miydi?
Ölene yansaydı toprak,
Gidene gel eder miydi?
Sevgisiz olsaydı gönül,
Kıpırtısız bakma öyle deli gibi
Korkutma iktidarı “duran adam”
Oynasın kıçın başın maymun gibi
Ürkütme iktidarı “duran adam”
Otur ye çekirdek, ayakta durma
Ay yarım
Ben yarım
Sen yoksun bu gecelerde
Yıldızlar hep yarım yarım
Sen yoksan ben ne yaparım
Namlu ucu beni gözler.
Bulutlar toprağı.
Gözlerimde takılı,
İlkbaharın son yaprağı.
Sarı sıcakta üşür zaman.
Şairin penceresiz kapısız konağına
anahtar deliğinden girdi zamansız
yıkıntılarını süpürdü ellerimsiz şiirin
yüreğinin atışı gözlerinin bakışı anlamsız
Ressamın birisi konağında şairin
Parçalayıp bin eyle, orta yerde bedenim.
Bir tek dokunamazsın, vatanıma bilesin.
Ölüm gelse ne olur, ben canı can edenim.
Bir tek dokunamazsın, vatanıma bilesin.
Dalgalanacak bayrak, rüzgârdır bu nefesim.
Çulsuz Hüseyin’le Cıbıldak Hasan,
Doğduk birlikte, aynı mahallede
Ekmeksiz soğansız, her şey noksan,
Doyduk birlikte, aynı mahallede.
Şans treni geçmedi çok bekledik.
Beni sokakta öpme anne
Yoldan geçen çocukların
Yüreğine batmasın dikenler
Kırılmasın kirpikleri
Büyüdüklerini hatırlamasınlar anasız
Minik kuşlar gibi bükülmesin boyunları
Doğru bildiğim yolda,
Yanlışımdan söz ettiler.
Zalimlere meydan verip,
Şekerimi tuz ettiler.
Dağlarımı düz ettiler.
Güneş;
Çizik yüzüne baktı Kaz dağlarının
Solgun yüzüne
Dokundu eliyle
Bir öksüz çocuk uykusunda
Kâbuslar görüyordu Kaz dağları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!