Serçeler uçuşur uyanırken gün
Zaman ilmiğinden kısalır hayat
Karanlık dağılır meydan gündüzün
Renklere bürünür koca kainat
Dağılır doruklarda kurşuni sisler
Zaman yörüngesinde çağlar boyunca
Adalet güftesiyle destan oldular
Bastıkları topraklar huzur bulunca
Kıtalar üzerinde vatan oldular
Önlerine erenler ışık saçardı
Çözülür karanlığın simsiyah zarı
Şafak tüllenirken nurlar içinde
Cümbüş ışınlar sararken ufukları
Kainat cana gelir sırlar içinde
Şafaktan önce uyanan gönüllere
Aşk, hakikat yolu
Aşık, hikmet vurgunu
Aşk, haktan intikal
Aşık, ona imtisal
Ezelden başladı ebede kadar
Davamızla dönen devran bizimdir
Her asır canlıdan cansıza kadar
Yaraları saran derman bizimdir
Binlerin kalbinde atar bu dava
Nasıl susuz bırakırım sevgi güllerimi?
Bir ben bilirim saksı olduğum günlerde güneşe doğru nasıl boyun büktüğümü
O zamanlar güneş kuzey doğudan doğardı
Yakmazdı güneşin sıcaklığı ağustos aylarında
Üşütmezdi kış aylarının dondurucu soğukları
İklim kuralları tersine işlerdi o zamanları
Gamze gamze açarken bahar gülleri
Yemyeşil manzaralar kaçmaz gözümden
Raks eder gözlerimde seher yelleri
Gözlerim uzaklarda gezer sılada
Yuvasından ayrılmak kuşlar kadar zor
Hasretin ateş gibi yanar gönlümde
Sevdanla körükleşir anlar boyunca
Özleminde kavrulan sevgin özümde
Zamanla bölükleşir günler boyunca
Kalbimde aşıkların bestesi vurur
Bir tutku ki içimde
Geçmiş zamandan gelir
Tercih vermez seçimde
Anlık bir andan gelir
Hüsnü sevdayla vurgun
Üstümüze şehadet rüzgarı eser
Bulutlar üstünde uçar gideriz
Çılgın sevdanın önünü kim keser
Gökyüzünde şimşek çakar gideriz
Düşman karşısında kale gibiyiz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!