Füsunkar bakışların esritti benliğimi
Mecburum artık sana, gözlerinden vuruldum
Duysun yedi iklim, bir tek seni sevdiğimi
Uzatsana elini, hasretinden kavruldum
Bizdik eylül hüznünde dimdik kalan yiğitler
Cuntacı köpeklere satılan hür köleler
Darağacı görünce tevekkülle hamd eden
Celladına hakkını helal eyle can diyen
Dokuz tuğlu devletin dokuz kurbanlarıyız
Karanlıkken yollar sen düştün en öne
Nurlu isminle aydınlattın Turanı
Çelik canavarların İsmailce önüne
Yalınkılıç daldın, düşünmedin cananı
Kutlu bir sabahta yürüdün şahadete
Sen misin ey şehr-i Rize
Beni atan kör dehlize
Yar boynumu eze eze
Huzurunda geldim dize
Sanki bir zelzele gibi bakışların
Her nazarda sarsılıyor gönül iklimim
Boran mı? Tufan mı konuştukların
Her kelamda yıkılıyor fakir varlığım
Gir ruhuma ey peyker
Yalnız sende kalayım
Vuslatında yok keder
Sevdanda kaybolayım
Dönüp de yollarıma bakmadın bir an
Kırıp gönlümü yıktın usanmadan,
Her dem yolunda atmakta iken can
Beni bensizliğe bırakıp da gittin
Daim bir sevda istedim tek dileğim bu idi
Sevda garibiyim sevdalar içinde
Bir sevda yaşıyorum ki uçurum eşiğinde
İhtiras, şeytanca atla diyor yardan
Yürek yangınım ilentili geçme diyor yardan
Yangın misali sarıyor etrafımı iblisler hardan
Bilmezdim ya yanarmış insan kardan
Gönlüme düşer bir garip yalnızlık
Çözülmeyen buzlar gibi soğuğum
Özlemin var içimde yarı aydınlık
Hasretinle kanıyorum yudum yudum…
Gözlerin gönlüme şua saçıyor
Gözlerin ömrüme törpü çekiyor
Gözlerin aklıma hasret döşüyor
Gözlerin ezelden ebede güzel
Gözlerin ızdıraba köle eder
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!