Kilit vurup kapılara
Kaçıyorum bilinmez diyarlara
Sensizliği yükleyip omzuma
Düşüyorum karanlık uçurumlara
Estikçe sevdalığın yeli
Dar ile gelsin ölüm, nara hasretim
Kırk kere ölmüşüm, bundandır cesaretim
Öyle bir leyl idi ki esrara malik
Habibine vücud verdi o gece Halik
Ezelin ebede kavuştuğu gün idi
Yerlerin ve göklerin örtüsü nur idi
Mevlanaca O geliyor ruyi zemine
Mahbubusun Hakk’ın billâh, gerek yok yemine
Alınların secdeyi öptüğü vakit
Sarsın benliğimizi bir duru sükut
Gönlümüzde zikirler coşar yek vücut
Sada verir miraca Allahu ekber
Bakarım sana beni görürüm miradım sensin
Senden önce ben yoğum miladım sensin
Ne ben kaldım ne huyum mizacım sensin
Alnım yürür secdeye miracım sensin
Dünde kalır aşka dair sözlerin hepsi
Açılınca kapılar hasret iklimine
Bilmediğim sularda boğma beni
Gönlüme sultan ol, muhtacım ellerine
Müptelan olmuşum meftunum sana
Gülmedi hiç yüzüm bu aşktan yana
Ecel olsan içerdim kana kana
Varlığın en büyük ızdırap bana
Küskün bir sabi gibi köşeye saklanmışım
Teselli bekliyorum, meçhul bir sevgiliden
Kurbanlık bir koç gibi ona adaklanmışım
Güneş gibi doğsa birgün gönlüme aniden
Mertliğime sürülmüş bir lekedir bu düzen
Vefasızlık sultasında nisyandır beni üzen
Mahut türkümsün sözlerin kayıp
Yitiyor uykularım adın sayıklayıp




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!