SİN’İN SIRRI
Ebedi aşkmış Sin’in can sırrı
Ezelden gizlenmiş yüreğime
Kal’da mühürlenmiş cefa ile
Her dem candan nara bürünmüşüm
SIRRIN AYANI
Ezelden sürgün edilmişim
Düşmüşüm nurdan nara
Gaibimi özlerim her daim
En çok da gülüverişlerini
SİVRİ SEVGİLİ
Meşakkatlere rağmen kapanırdı ışıklarım
Yalnızlığıma sarılırken tatlı rüyalar için
Sessizce yaklaşmandan anlardım gelişini
Nazıma bürünürdüm ürkerek birden
Sızlanırdın bana susamış kızgınlıkla
SİYERİM
Bacak kadardım belki
Çekip gittiniz canlarım
Tıkandım hıçkırıklarla
Durun beni alın diyemedim
Gönül pencerene konsam
Son akşamki gibi usulca
Pencerenin hatta içine
Belki bir karıştan az kalsa
Gölgelerin içinden baksam
Endamını izlesem içerek
SEN KAİNAT
Her yıldız bir sevdadır bana
Her gece doğar bine bir yureğimde
Biri solmadan bini doğar gök yüzünde
Sen var oldukca yanarlar gözlerinde
SEN BENDEYKEN
Günlerden mayıs aylardan yaz
Güneşin yılı anlardan fetih
Yirmi dokuzunu gösteriyordu rakamlar
Çağlar öncesinden içindeyim
SEKİZDE SEKİZ
Geçenlerde gördüm seni/rastgele
Yine bırakmamışsın/takıntını
Peşime gelmişsin/yurdundan
Komşu olmuşuz yeniden/yine
SAYILAR VE RENKLER II
Eller düşecek, ayaklar çekmeyecek bir gün
Hayale dalacağız sukut içinde son gün,
Ne aman dinlenecek ne feryatlar içimizde,
Sadece ağlayacağız keşke diye son nefesimizde.
SEFER ÖNCESİ
Yalnızlığın rüzgârıdır bu,
Vuslata olan cinnettir,
Zirveleri seveceksin yalnız,
Uçurumlardan düşeceksin dalgın,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!