Bir ben değilim bu kimsesiz sahilde
Gözleri nemli, bir başına yürüyen
Bütün yarım kalmış kadınları
Tanırım ayak izlerinden.!
Her birinde binlerce vuslatsız sevda
Uçsuz bucaksız bir bataklık,
İncinin kıymeti yoktur nazarımda
Gerdanında salınıp durmayınca
Yıldızlar aydınlatmaz yeryüzünü
Gözlerin ışık saçmayınca
Herkes sabah oldu sanıyor
Oysa sen uyanıyorsun.!
Bu yağmurlar böyle deli gibi
Senin yüzünden yağıyor Asuman!
Bu karanlık, bu keşmekeş
Evimi talan eden bu acımasız fırtına
Sen gülmüyorsun diye,
Tokat gibi çarpıyor suratıma…
Geçmiş değil, şimdi değil
Belki yarın! bugün hiç değil..
Zamansız bir zamanın pençesindeyim
Tut ki nihavent bir şarkıdayım
Ne sendeyim ne gamzedeyim..
Gözyaşı çiçeğinin her damlası gibi
Hoşça kal gülen yüzüm
Sümbülüm, çiğdem çiçeğim
İlk sözüm, son sözüm
Hoşça kal nazlı yârim
Hoşça kal gönülsüzüm.!
Bu sabah da sana hasretim
Tam yüz yıl oldu!
Tam yüz yıldır bekliyordum
Hoş geldin sevdiceğim, hoş geldin
Koynumda biriktirdiğim güller, laleler
Hala solmamışlar, yeniden yeşerdiler,
Karnımda uçuşan bütün kelebekler
İlahi..!
Nedir bu çözülmez kördüğüm
İçimde öyle bir sen yaşıyorsun..
Sen benim içime nasıl sığıyorsun..
Görünmez bir iplikle bağlıyım sana
Her nere gitsem dolanıyor ayaklarıma
Seyrine doyulmayan bir şehrin
Aydınlık gözleri gibi
İstanbul’du kadının adı!..
Boğazın serin suları,
Kaybolurdu papatya dizili saçlarında
Nefesi umuttu, nefesi cesaret..
Gözlerimi yatırıp ufuklara
Yollarına bakıp durmak istemiyorum
Bir gün çıkar gelirsin hayaliyle
Son giydiğin terliği elleyemiyorum
İçimde çığlık atan bu nankör umudu istemiyorum
İstemiyorum!..
Aşkı yazsın diye aldım bu kalemi elime
Sevdayı, özlemi, hasreti yazsın…
Varsın diye dünyanın döndüğünü herkes anlasın
Ama yazmayacaksa boynu bükük çocukları
Gözlerinde yaşı kurumayan yetim analarını
İsyanı yazmayacaksa, zalimin zulmüne feryadı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!