Yaşamak ağır mı ağır..
İki ucu keskin bir hançer gibi
Sustalı yarasından beter, çetrefilli
Yaşamak özgürce..
Tuzaklar içinde, sırtlanlara inat
Kırk kuşun kanadında kırk kanat
Sen öyle uzaklarda bir yerlerde
Bulutlarla yoldaş bir uçurumdan
Genzini yakan özlemini savururken
Ben burada denize bir adım kala
İçimde kor olan hasretini
Kayalara sarılmış dalgalara anlatırken
Hasretin acılarıma yine galip geldi
İyiden iyiye sıktı boğazımı yokluğun
Ben bu ayrılığın sebebini bile unuttum.!
Gel dersen çoban yıldızına as mendilini
Gel dersen zemheri de olsa çıkar gelirim
Söyle onlara korkmasın münzevi düşlerin
Oradan bir sandalye çek de
Geç otur şöyle karşıma
Ne bakıp bakıp duruyorsun kuşlara
Yine mi aşık oldun Allah aşkına!..
Bu da mı sarışın yoksa
Uzun boylu mu, ya da tıknaz..
Birinci sırada gözlerin var!
Bir tek onlar yalan söylemiyorlar
İkinci sırada gülüşün var!
Dünyada ki cennetin ispatılar
Üçüncü sırada ellerin..
Mezarımı kazacaklar belli ki
Yine yağmur yağıyor,
Yine sen yoksun!
Beni gözyaşlarına boğuyorsun..
Bir kasırganın içindeyim
Can evimi talan ediyorsun
Yine avuçlarım ıslandı..
Bir yolculuk değil midir hayat!.
Seni yola başlatanlar vardır
Yolu sana tanıtanlar..
Baştan beri yanında olanlar vardır
Sonradan yoluna katılanlar...
sabaha kalmasın
şimdi ıslat yanaklarını
yarın olmazsam yanında
kimse silmez yaşlarını
ağlamak istiyorsan
Kan dediğin nedir ki,
Damarda dolaşan sudan başka
Ancak o zaman kutsal olur
Dökülürse vatan uğruna.
18 Mart sabahı doğmasaydı o güneş
Neler yaşardı bu millet, tarifsiz bir ateş..
Gitmeye korktuğum en karanlık sokaklardayım
Ne kadar küfür varsa dilimde
Hepsini savurmaktayım
Bilmiyorum bu gece de sabah olurmu
Tarifsiz lanet bir isyandayım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!