En çok da güneş doğarken severdim seni
Yüzünün yarısı karanlıkken,
Yarısı güneşin en güzel eseriydi
Beraber gidecektik seninle
Geleceğin en uzak vakitlerine…
Sonra bir bulut geçti umudumun üstünden
Buraları sensiz kara kış oldu sevgili
Sizin oralara bahar geldi mi?
Güneş küsmüş bize sanki
Geç doğuyor bu aralar
Sizin oralarda hep çiçekler mi açar
Geldin.!
Seni severken Gülnare
Beş bahara beş kış ekledim
Belki bu sefer yeşerir diye
Umudumu her sabah toprağa ektim
Oysa her mevsimde gülebilirmiş insan,
Ben bilemedim…
Sarı saçlarını ak gerdanından
Salma gülom salma aklım gidiyor
Cennet gülüşünü gül yanağından
Dökme gülom dökme içim gidiyor
Bakma gülden kırmızı bakışınla
Sen sanıyor musun ki
Ben kahrolmadım, üzülmedim
Ama asla ağlamadım..
Aslında ağlardım, ağlardım da
Öptüğün gözlerime kıyamadım!
Geldi bir vakit yanıma apansız
Öyle zaman geçirdi hesapsız
Kaşını, gözünü gönlüme değdirdi
Sakladı yar olduğunu alemden
Bir tek bana bildirdi...
Daha ben oturmamıştım o gördü
Cemil abim
Güzel abim
Sen düşeli mapus damlarına
Tam üç yıl üç ay oldu
Tam üç kış üç bahara kavuştu
Ardından ağlayanların olmadı
Günün en güzel saati ölsem diyorum!.
Tam da güneş batarken,
Ufuk, sarıdan kızıla dönerken..
Ya da bir eylül sabahı
ilk sararan yaprak..
Yere düşerken gözlerini kapamak!.
Bir ben değilim bu kimsesiz sahilde
Gözleri nemli, bir başına yürüyen
Bütün yarım kalmış kadınları
Tanırım ayak izlerinden.!
Her birinde binlerce vuslatsız sevda
Uçsuz bucaksız bir bataklık,
İncinin kıymeti yoktur nazarımda
Gerdanında salınıp durmayınca
Yıldızlar aydınlatmaz yeryüzünü
Gözlerin ışık saçmayınca
Herkes sabah oldu sanıyor
Oysa sen uyanıyorsun.!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!