çığlıklarım kavanozda birikiyor
gözü olanlar fark etmiyor
fareler kokluyor
cinlerim tavafa duruyor
yüzümde yetmiş dikişin izi
kemiklerimde tarifsiz sızı
hayal alemini avuçlarıma aldım
kaldım geçmişin hülyasında
adasında gömüldüm yalnızlığın
yığın yığın toprak altında
bağında... bahçende...
sende gezindim ruhumla
yılan derisini andırır vücudun
soğuk, biraz da korkunç
baykuşların yurdunda yetiştin
geceler ay mavisi, göller ölü
akreplerin ürediği diyardasın
harabe evlerdir orası
kullanılmayan eşya müzesi
amansız nesnenin anlamsız öznesi
ölümden var mıdır ötesi
yokluğun cilvesi
varlığın pençesi
"olmasaydım"ın keşkesi
suda bekler taşlar
ısınır ve yosun tutar
yalnızlığın kölesi mazide kalmış
hevesi çürümeye yüz tutmuş
kurbağalarla söyleşi
dere kenarında uyuklar
Gözlerin koruktur beni
insanlık tarihi nasıl olur da yansır yüzüne
her şey hakkında konuşan ben
dili tutulur kendini anınca
beni anlılarla yargılama
gün gibi değişip durduğumu görmez misin
En acı sese sahiptir zurna
halaya durmuş bütün dünya
hüznü neşe
neşesi kabustur
zamanın insanı...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!