Tanırmısın bilmiyorum fendini
Târumâr ederek yıkma bendini
Gönül dehlizinde kaybet kendini,
Sen aşk dersem çık, aşkım dersem çıkma!
Beşeri mahkemede aklanırsan
Malûmdur aşığa sevdanın sırrı
Dilinden dökülen şarkımız olsun
Biz bizi biliriz sevginin piri
Bizi sevmeyenden farkımız olsun.
Ellere her mevsim gelirken yazlar
Aşkın alfâbesini seslendiren,
Ruhumun kadifemsi tınıları.
İçimi çektiripte hislendiren,
Özlemin beklenen çıngırakları
Gönül kâbesini aşk tavâf eder
Düşününce dalarım
Uzaklara, bal arım !
Niye vurur alarım
Bilemedim dizlere
Haydi ak'ın yaşlarım
Aşkın ateşiyle kavrulan ağaç
Gider bir gönülde söner mi dersin
Bir gülüş olmaz mı derdime ilaç
Solumda acılar diner mi dersin
Yakın sevilmez mi uzaktan önce
Erlik meydanında iriliyordum
Belki ölüp ölüp diriliyordum
Umut trenine tam biniyordum
Aşkına yandığım indirdi beni.
Beni yordu çekilmiyordu nazı
Aşkın gözü körümüş
Kime çarpsa ölürmüş
Bu tâlihsiz başıma
Gelmiş çorap örürmüş.
Aşkın gözü kör derler
Bahârın eylesin zârımı bir yaz
Dillerin söylesin kârımı bir yaz
Biriyle neylersin cârını bir yaz
Aşkın kanunları beş değilmiydi.
Muhabbet itimat iki değilmi
Deli gönül olmasaydı,
Ömür ne işe yarardı.
Gönül beni sarmasaydı
Gönül ne işe yarardı
Aklın yolu bir efendim,
Kendimce yaşarım aşkı severim,
Ekmeği bölmeyi aşı severim.
Amân diyenlere kalkmıyor elim
Sîneme yaslanan başı severim
Pervane dönerim olmuşsun yatır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!