Hoşcakal gözüm
Hoşcakal ağlayan yüzüm
Anlatmıyorum
Ne ki ölüm
Hoşcakal
Tuz basmayayım yarana
Canım sevgilim
Upuzun bir eyvah bırakıyorum sana
Bin ömre sığmayacak kadar acı düştü payımıza
Güneşi sürüklemek istedim hayatına
Bastığın toprak olacaktım ayaklarına
Oysa bir gölge bile değilim şimdi yanında
Bir ölüyü sağalttın sen
Haşa demiyorum
Zeusun bile tanrısısın sen
Hiç şirk koşmadım
Hiç güman duymadım
Eğildim hep önünde
Bitti bir gece vardiyası daha
Sel gibi akıyoruz sokağa
Kimi koşar adım gider eve
Elleri pas kokan karısıyla sevişmeye
Kiminin eli şimdiden sevgilisinin belinde
Orasını burasını mıncıklamaya devam eder izbe bir yerde
Tenimde
Senin terin
Buram buram yanıyor
Leylak desem öte
Güller yanında biçare
Menekşeler nafile
Hasta olmuş gözbebeğim
Elim kolum bağlı benim
On beş milyonluk şehirde
Bilmiyorum yerinide
Ondandır bu durmuşluğum
Koşar giderdim oysa
Mavi gömlek demiştim
En son
Teşekkür ederim
Kırmadın beni
Beyaz kefen uzattın
Nasılsa gömleğe
Bir memuriyet sınavıyla
Geldim İstanbul'a
Dahada gidemedim
Hiç unutmuyorum
Gözümü kırpmadan inmiştim
Otobüsden
Vakitlerden bir kış vakti
Esrik bir hazan dağınıklığında kaldı yaşamım
Zannediyorum ki hala
Sarı sıcak yaz günleri geri gelecek
Isınacak yeniden düşlerim
Oysa
Duldasında ne kalmışsa ömrümün
Bir kez elini tutabilmeye değişirdim
Oysa şimdi
Bir intihar mektubuna sığınıyor hayalim
Penceredeki buğu gibi her an yitebilirim
Gömerim kendime
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!