Yırtıyorum tüm yazdıklarımı
Ve yakıyorum
Çekiyorum imzamı bütün nüshalarından
Artık ramak kalan cinnetime
Şahit istemiyorum
Utanıyorum koca bir dagın
Bir yaralı arslan var içimde
Kükrer kendi kafesinde
Ne yarası iyileşir
Ne istese ölebilir
Sessizce ağlıyor içimde
Çaresi yokmuş derdine
Bir gün geleceğim de
Miladi takvimde olmayan
Bir gün
Tarihi hiç bir takvimin
Yazamadığı bir gün
Saati
Bal gözlüm
Hiç gülmedin sen bu hayatta
Tanrıyı inkar edercesine
Zulmü nimet diye sundu o hep sana
Gizledi herkesten hayvanlığını
Gizledi herkesten yaratık yanını
Aylardır
İçin için yanan
Kömür gibiyim
Ne dumanın tütüyor
Ne ateşim görünüyor
Fırtına öncesi
Sisli bir İstanbul akşamı
Kederden gebermek üzereyim
Salaş bir meyhanede
Saatlerdir
Şarap içmekteyim
Yeni paket sigaramda bitti
Öncemizde ne çok şey yaşadık ikimizde
Nice yanılgılarımız oldu
Gölge gibiydik kalabalıklarda
El gün deyip hep maske taşıdık yanımızda
Nasıl güldürebiliyorduk az önce yastıkta ağlayan yüzümüzü
İnsan olsa seni üzmez
Bu hayatı zehir etmez
Gözlerine yaş düşürmez
İnsan olsa seni üzmez
Senin bu yazın kara
Yanmıyor sokak lambaları
Zifirde kalmış umudun kaburgaları
El yordamıyla yaşıyoruz
Kendimize bile adres soruyoruz
Geçmiyor mu bu şehirde kanunlar
Boşuna mı yuttuk onca acıyı
Har savurur yüreğime yokluğun
Cehennem gibiyim
Kendime bile duyulmaz sesim
O yüzden yazarak ifade edeyim
Kaç kez inandım
Bu artık son nefesim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!