Gökyüzü mavisini soyunmuş,
Siyahını giymişti çoktan...
Biz yorgunsak,
O yorgun değil miydi sanki...
Tüm şehri uyuturdu koynunda gece,
Ninniler fısıldanırdı şefkatli dillerden,
Sonbaharın ilk gecesi...
Eylüldeyiz şimdi...
Bunca hüzün,
Boşuna değilmiş demek ki...
Sonbaharın ilk gecesi...
Eylül...
Şarkılar biriktirdim…
Şiirler yazdım sana…
Sustum…
Sustukça kelimeler yığıldı içimde…
Ağırlaştı yüreğim…
Taşıyamadım…
Gün olur,
Uçurumun kenarında bulursun kendini...
Boş gözlerle bakarsın boşluğa...
Gökyüzüne bakarsın,
Ne bir güneş parlıyordur,
Ne de bir yıldız ışık saçıyordur...
Zaman neleri silmez ki,diyorlar ya...
Zaman bazen hiçbir derde deva olamıyor aslında...
Hep avuttum kendimi,
Çarem,diye diye de,
Sarıldım durdum zamana...
Çekip gittin ya bakmadan ardına,
Bakma...
Kime baktıysa gözlerin ona git...
Bir yabancısın artık bana,
Kime dokunduysa ellerin,ona git...
Sorma...
Cevap veremem anlamsız sorularına,
Gözlerine her değdiğinde gözlerim,
Dile gelse sözlerin…
Ve her sözün ben olsam…
Uzaklara her dalışın öyle masum,
Öyle tedirgin,
Dalışların olsam…
Elimde olsa,
Kaybolup gitsem gözlerinin karanlıklarında...
Umursamadan kimseyi,
Çekinmeden hayatın yasaklarından...
Elimi uzatsam,
Dokunsam tenine...
Sevgilim diye diye hayaller kurardın ya...
Selamsız elden de öte el oldun şimdi...
Bir kere karşına geçip de sormadım 'niye? ' diye,
Selamsız elden de öte el oldun şimdi...
Şimdi ne demeli bilmiyorum...
Duygularımın adı yok,
Kutluyorum seni...
Önünde saygıyla eğilinilecek adammışsın!
Hiç bir rol bu kadar başarıyla oynanmamıştır!
Kutluyorum seni,yürekten kutluyorum! ...
Hiç bir gözde yalan bu kadar başarıyla saklanmadı,
Hiç kimse beni bu kadar kolay aldatmadı,
Donuk karelerle aynı ifadeler
Çok güzel