Bak gördün mü zaman ne de çabuk geçiyor...
O güzelim sevdayı harcadığından bu yana kaç aylar geçiyor,
Saymaya kalksan bir elin parmakları kadar oluyor,
Hesabını yapsan beş-cik ay...
Yıkılmadım mı sanki,yıkıldım elbet,
Üzülmek ne kelime,ağladım her gece,
Günün en güzel saatleri...
Güneş hüzünlü bir vedaya hazırlanıyor...
Mavilere kızıl bulanmış,
Bir gün daha bitiyor...
Sensiz...
Şarkılar da hüzünlü bu eylül gününde...
Zor geliyor insana,
Affetmek...
Büyüklükse de büyüklük,
Umrumda değil...
Seni bu yüzden affetmedim ben.
Kırılan insan affetmez mi sanki?
Hayat,gözlerinde anlam bulduğundan beri,
Gözlerin,gözlerime perde oldu sanki…
Varlığın,yangınlı yüreğime bir avuç su…
Yeter misin peki? ...
Gözlerin,şarkılara söz olmuş sanki,
Mesafeli getirmişti bu dünyaya bizi Tanrı…
Aynı yıl,aynı ay,aynı gün ağlamıştık ilk kez…
İlk kez bu dünyada…
Alnımıza yazılıymış o gün bile halimiz…
Mesafeli büyümüştük bu dünyada ikimiz…
Aynı gün başlamıştık okula,mesafeli şehirlerde…
Gidemem...
Sil o gözünün yaşını...
Korkum sevdamdandır...
Anlatamam...
Bir sevda ki içimdeki...
Yaşatamam...
Bu gece solgun...
Bu gece yıldızsız karanlıklar...
Şarkılar ağlıyor...
Bu gece suskun kaldırımlar...
Şehir,koynunda uyutuyor insanları...
Şimdi,
Korkularım gözyaşlarıyla büyür içimde,
Gözyaşlarım da korkularımdan akar gözlerimden...
Her ağlayış bir parça koparır yüreğimden,
Kaybedişlerim hayata,
Yokluğundan bu yana...
Allah'ım tek dayanağım şu dünyada,
Görebildiğim en uzak noktalar bile yakınken senden bana,
Şimdi sen,yoksun ya…
Bakma,sen giderken sustuğuma…
Söylenecek sözler taşıp gider kalbimden de,
Dilime varmadan daha,
Taşıp gidiyor gözlerimden damla damla…
Bu dünyanın her taşında yalan var...
Denizler yalan...
Şu koca dağlar yalan...
Aldanma görünüşlerine,
Bu dünyanın herbir köşesi yalan...
Ben yalanım...
Donuk karelerle aynı ifadeler
Çok güzel