Gözlerine bakmama izin ver…
Nereye kadar kaçabilir gözlerimiz? ...
Hep aynı uzaklar değil mi görebildiğimiz? ...
Ben senin…
İnsanlığını sevdim…
Sevmeme izin ver…
Bir sana yıkıldı gönlümün kapıları,
Bir sana yazıldı dilimin hitapsız mısraları,
Kalpten gözlere bir yol varsa eğer,
O yollar bir senin için sevdaya geçit verdi...
Dünyanın en güzel şeyi ise,
Senden sonra bu gözlerde hiç parlamadı...
Seni özlediğimi hissettim bugün...
Yazın son sabahlarından birine uyandım...
Uyandığım anda,
-Normal mi bilmiyorum ama,
Binlerce düşünce geliveriyor aklıma...
Hiç demiyorlar ki,
Unutulmaz yürekten sevilenler...
Bir ömür ah ile yad edilirler...
Onlar farkında olmaz ama,
Birileri onlar için hala gözyaşı dökerler...
Bir şarkıda,bir film sahnesinde,
Geliverirler akıllara...
Teşekkür etmeden önce,
Bir özür bekliyorum senden...
Bak işte,yine de başardık,
Ara sıra düşman olduk,olsun aldırma...
Dostluğumuzu da unutma ama...
Artını eksini bir kefeye koyup tartsam,
Şimdi...
Birbirine çok uzak iki kentin,
Aynı güneşi altında yaşıyoruz payımıza düşeni...
Herkes kendi kaderini yaşıyorsa da,
Bir zaman aynı kaderi paylaşmış olarak,
Sürüp gidiyor hayat,
Meğer ne kadar güçlüymüş insan…
Katlanamam,dayanamam derken,
Ummadığı şeyler başına gelirken,
Nasıl da dayanabiliyormuş yaşadıklarına…
Bir razı oluş belki de,
Böyle olması gerekmiş,demek bile zor geliyorken…
Sevmiyorum yağmurları! ...
Sonbaharı! ...
Soluk bir hava,
Soluk yeşiller,
Hüzün dolu sarılar...
Yerçekimi fazla mı oluyor ne bu sonbaharlarda?
İbresiz bir saat…
Yapraksız bir takvim…
Çok şey mi istiyorum sanki…
Güvenmiyorum ki ben bu hayata…
Ki hayat,ertelemiyor ki yapacaklarını…
Korkuyorum…
Hayat...
Hayat bir oyun...
Hergün bir sahne...
Aslında figüranız hepimiz,
Kendi içimizde başrol oynasak da...
Gerçeği arama sakın...
Donuk karelerle aynı ifadeler
Çok güzel