bırakın ayak bileklerimi kardeşlerim,
yürümek istiyorum çıplak ayaklarımla,
basmalıyım yere, güneş toplayarak sıcacık kumdan,
koşmak istiyorum, uç bucak dinlemeden,
yatmalıyım çimenlerin üstüne,
güneşe selam durmalıyım, ona eşit mesafeden...
aşağıda kalmak için mi yaratıldım!
tırmanmalar bana yasaklandı, bilirim,
bir basamak yukarıya çıkınca,
suç işledim, inmeliyim sanırdım...
yok öyle şey;
ben çıkmasam da sevdiklerimi çıkarırım,
yokluğun orta yerinde kımıldanan
ya-saklı lider,
bencileyin bir körpeden mi saklanırsın,
bana kendini göster…
eşitleyelim boylarımızı boy boy,
geç karşıma, iki kadeh atalım,
burdayım...
''ama, heryerdeyim aslında,
piramitlere bakıyorum Antik Mısır'da,
aklımın bir tarafı, Hindistan'da,
kollarım uzanmış dört bir yana,
renk cümbüşü dolanıyor kafamda,
Alında şan, morunda nam, beyazında saflık, güven var bu dünyanın,
Yeşilinde huzur, mavisinde gurur, renkler, onurudur yaşamın,
Sarı ışığıyla güneş, gökten ısıtır kemiklerini insanın,
İnsanoğlu doğadan ne ister, düşmanı mı yaşadığı dünyanın?
Nükleer denemeler aldı başı gidiyor tuhafça bir yarışta,
babamın ayaklarında hayallerim var,
tırmandığım yokuşlardır parmak aralarındaki kıvrımlar,
kıvrımların arasında yüzdürdüğüm lifte,
köpük köpük sabunlar,
hem babamın ayağını hem de benim yüreğimi temizler...
yetsin, artık yüreğimi dağlama,
küçüğüm, kandan karaları bağlama...
başına tak da şan güllerini,
eteğindeki taşları dök, ağart yarınlarını...
memleketimde tufan, içinde kan,
yoksa! ..
Yakalandım suçüstü,
suçların en ayıbında, en kötüsünde,
kurnazca pusu kurmuş, gizemden hırsıza,
törenle sundum suçlarımı,
atları oynaştı damarlarımda
sinsice...
Fildişinden yapılmaydı tarağımız,
siyahtı, kare şeklindeydi dört duvarı,
sertti, keskindi köşeleri,
bir kenarında seyrek, bir kenarında sık
tarak dişleri vardı…
Benimse, uzun ince telleri cılız,
Yolum uzun, sonu nerde bilemem,
Kâh sarhoşum, kâh divane giderim,
Saz omzumda, yol önümde, yola dizilen,
Bir türküyü tutturmuşum, çalar söylerim.
Uzadıkça yolum, döner bakarım,
doğum gününüz nedeniyle girdiğim sayfanızda serbest ölçüyle yazılmış eskiyen adlı şiirinizi okudum haddim olmıyarak şiirinizin
yanardı renkli farlarım karanlığında
/bir seni ışıtamazdı ışıltılarım/
savaş narası atardı sebepsiz sorularında
/al boyalar sürdüğüm dudaklarım
diy ...