Bilmiyorum neden böyleyim
Bu dalıp gitmeler neden
Nedir beni kederlendiren
Yoksa aşkmı böyle hüzünlendiren
İçimde; ta derinlerde
kimsesiz sevdalardan süzülüp geldim
aşkımın tek sahibi sensin sevgilim
ıslandım, üşüdüm senden uzakta
benimle ol, yüzyıllar çağlar boyunca
bırakma solmasın içimde gülüm
bırakma sensiz dağılırım büsbütün...
ne kadar kaçarsam kaç
aşktan sevgiden
istersen terket umutlarını
bir gün mutlaka
hasretin dayanılmaz sancısı
sarar insanı
yorgun düşüyorum gitgide
kurşuna dizilmiş şehir gibi düşlerim
uzun bir gece bu hüznüyle saran beni
yağmurların üşüdüğü kıyılara vurmuşum
adının bir hecesi kalmış dudağımda
bakışlarım uzak bir ufkun kızıllığında şimdi...
hafif hafif esen rüzgar
dağıtıp okşuyor saçlarımı
gökyüzünde yıldızların telaşı
karanlık dalgalar çalmış ışıklarını
deniz yanıyor çakmak, çakmak
koynuna almış bütün yakamozları...
sonu olmayan bir sevgiydi bendedi
seninle olmayacaktı biliyordum
bu yüzdendi kaçışlarım
ama her gidişimde aşkım büyüyor
daha çok seviyordum
yavru bir alageyik gibi ürkek
Gün bitip akşamı bırakınca sulara
Hasretin sığmaz göz pınarlarıma
Akşamlar girerken gecenin koynuna
Kalbini bırakıp avuçlarıma...gittin usulca
Pişmanlıkla baktık biten her güne
Son kuşlarda gitti çoktan
Bir yaz daha geçti yaşanmadan
Dünde kaldı o güzel zaman
Başladı hüzün mevsimi hazan
Teslim oldu hazana
sevda mevsimindeyiz gülüm
doğum sancısında bir ana gibi
bereket saçıyor toprak
ışığa,umuda aydınlığa
uzanıyor kollarım
aşk doluyor yüreğimin sarnıcına...
her aşık gibi önce delirdik
sonra yorgun düştük ikimiz
sitemin, kavganın azdığı zamanlarda
öfkenin şah damarını koparıyorduk
ve biz uçurumun kenarında
tekrar sarılıyorduk...
bir tane şirini çok beğendim, eline sağlık