Terkedilmiş koca şehir gibiyim
Kederli,gizemli ve ıssız...
Sessiz yalnızlığıma gömülmüşüm
Teslim olmuşum kayıtsız şartsız.
Hoyrat rüzgarlar,erimez karlar
Deniz gözlerinin içine dalıp
Her saat her dakika aklıma takıp
Çaresiz kalınca bir sigara yakıp
Teselli ararım yok deniz gözlüm
Yanaklarım ıslak,buz tutmuş gibi
Kimler geldi kimler geçti
Şu sevdalı yüreğimden
Hiçbiri böyle incitmedi
Kimse vurmadı böyle derinden
Uğruna neler verdiğimi
Gitme... kal..
İki kelime aslında
Sanki bir çırpıda söylenivercek gibi
Ama; söylemek zor gelir kimi zaman
Bilmediğin bir dili konuşur gibi
Söyleyemezsin,
ümitle sarılıp acı günlere
hayalle yaşamışın ben sevdayı
harcanıp gitmişim yalan sözlerle
meğer dünya yalanlarla dönermiş
sevda dedikleri bu derin sancı
kalleşliğin kol gezdiği
bu ilk aldanışım değil
ilk sönüşü değil umutlarımın
her defasında bu son olsun diyorum
hasret sancısını ilmek ilmek örüyorum
acılar içinde uyurken zaman
sensiz nefes aldığıma inanamıyorum...
kalbe düşer ansızın
yaklaşan ayrılığın korkusu
hasrete doğru başlar
amansız bir yolculuk
en ummadık anda susar şarkılar
üzerine çöker karanlıkların en koyusu...
eflatun bir gecede uğurlamıştım seni
düş vurgunu yüreklerin senfonisiydi gidişin
hicran sararken bu bitimsiz geceyi
gözlerimden süzülüyordu ömrüm
avuç avuç kimsesizlik yağıyordu üzerime...
gittin işte
yüreğimi duvarlara çarparcasına
çekip gittin
her damlası hicran dalgası
pişmanlıklar çağlıyor gözlerimde.
ah benim sökemediğim göçebe ağrım
kör karanlığında gecelerin
gördüğüm düşlerin en güzelisin
tütsü gibi yayılır bahar teninden
ayaklanır duygularım
uyanırım kan ter içinde..
bir tane şirini çok beğendim, eline sağlık