ben ne zaman seni yazsam
eksilir ezilir
her kelime,her sözcük
deli otlar boy verir içimde
ışığım söner,
hüzün sızar yürek yırtıklarımdan...
hatalar ard arda birbirini kovalar
yenilirsin
tükenir yürek
yine dinmez acılar
üstünden geçer kıran mavsimi
dayanmaz filizlerin bu son ayaza
Avare gönlüm dolanır durur
Bulutların uçsuz bucaksız bozkırında
Deli bir rüzgarla savrulur
Aşk olur, sevda olur gönlüme yağar durur...
Sulara dalar kaybolur akşam
zaman durdu
sustu figan eden yüreğimin tik takları
uzarken bedenimde akşamın gölgesi
ağır ağır kapanıyor kapılar
kapanıyor gözlerime
ömrümün sis perdesi...
içimde bir sonbahar
savrulan umutlarım dallarından
yaprak yaprak dökülüyor
içimde sapsarı bir sevda
kendi seçmediği bir kadere boyun eğiyor...
sen şehrime geldiğinde
içimde deniz gözlü bir kız doğardı
iklimsiz papatyalar yağardı caddelere
sisli hatıraları çalardı şarkılar
kuşatılmış bir akşam süzülürdü pencemden
ay ışığı düştükçe denizin sinesine
kaypak bir rüzgar esintisi
bir imbattı avurtlarıma dolan
bu şehir,
bu yedi tepe sen kokuyordu
dudaklarında denizin tuzu
teninde yosunlar ağlıyordu...
özlemin yüreğimde köz gibi yanarken
nasıl derim
'unuttum'diye
haylaz bir mevsimde çıktın önüme
yüreğime umut
gözlerime hüzün ektin...
saat sensizliği vurduğu zaman
buğulu bakışın düşer aklıma
şehrin bütün sesleri susar
bir senfoni başlar
seni söyler rüzgarla erguvanlar
bilmediğim şarkılara karışır sözcüklerim...
her ayrılık zordur
sancılıdır...
kimi dışa vurur hüznünü
kimi içine gömüp;
üzerine kül örter...
ve külü eşeledikçe altından
bir tane şirini çok beğendim, eline sağlık