Sana kopup gelen her çiğ ışığı
yıllarca
acılarınla ısıtıp koynunda
çıkarıyorsun elinden
Yüzünün gün eksilişi
sakin ve bronz-
hiç uzamayan yolda.
kanatlarda tutulu rüzgar
gölgeyi ağırlar çatılarda;
eksik sözler- ne fazla ne de az
Güz yelleriyle savrulan külün altından
Çıkagelir yazın örttüğü gidip gelmelerin.
Suyum şarkısını dinler kıyılarından
-dirim ve mekaniğin kör diyalektiği-
“Oteller tekinsiz mekânlar”*
dağlar da öyle;
Yangındır, dağılır beden rüzgârıyla;
Kalbin isteği, yankısıdır geleceğin..
Yeniden başlar gün: kokusuyla
Uç dallarında arsız bir çiçeğin..
Günün verdikleriyle sınırlıysa eylemin
geri al sözcüklere düşürdüğün gölgeni.
Eğer yadsırsa beden dile gelmiş isteği
Yürümeyi soyunur bir çift ayak
nice patikaların çiğnenmişliği.
Anıdır ağrılara
yolcunun gecede gecikmişliği.
Güneş akkor bir gülle
bulutların perdesinde.
Bizi acıtan o gizli ışık
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!