Aşkın sesini bastırır beden,
dağlarda kanar durur ayak izi,
bağırır zincirli sesiyle:
-Böyle kök salmışlığımla
sakin ve bilge;
Şafağı dalıma astım, yele dönmüştü ömrüm.
Patikanda akşamlardım, sığınırdım diline.
Hep gidilen yerlerdi, benim durmadan döndüğüm.
Güneş geri alıyor, fazlasıyla verdiklerini:
İki ufuk arası nem.
-eksik çabayı kutsamıyor aşk-
Yılkı atları mutluluğu aradığım!
Yürüdüm ucuna kadar falezlerin. Bedeli ödenmiş özgürlük kıpır kıpır
ayaklarımın altında. Gökyüzü sıkılıyor, sıkılıyor durmadan kendi boşluğunda.
uç dallarından çınarın
unutturulduğu yerden
kör budaktan
gövdenin akıl tutulmasından
uykulu toprağın yamacından
Sırtını dönmekten yorgun toprak;
kayada terini soğutuyor
günün olgun yerinde
geç buluşma, şaşırtan yüksek..
üşüyen el yaprak sarmalında
-İlhan Berk’e-
Duvara dayalı
Ağustos’un tırmığı.
Rüzgârını unutan yapraklar
sıcak uykusunda
Uzakta,
zeytinliklerin orada,
karayılan yolların suya eğildiği
o sıcak kıyıda.. orada,
Kuşlar alıp gittiler gölgelerini
Birer ıslık gibi tarlaların üstünden.
Ürün hazırlıyor terli enseyi,
Dolaşarak hızlı suların önünden.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!