Sen günesin batısını izledin mi hiç
Kızıl bir renge bürünür ufuk
Ve günün saltanatı yerini, gecenin asaletine bırakır
İste o zaman kararır gökyüzü
Güneş ayın arkasında,ay ise senin gözlerinde
Soner evlerin ışıkları sonra bir bir
Sevmek dedigin
Özlemektir,kollarindayken bile
Hasret kalmaktir saçının bir teline ve bir gülüsüne
Vazgeçmemektir sevmek,her ne olursa olsun
Kiskanmaktır,sakınmaktır
Sağ gözünden,sol gözüne bırakamamaktır
Her zaman soğuk olan ve sadece misafir geldiğinde açılan misafir odalarımız vardı
Odanın içi soğuk fakat misafir sohbetleri sıcaktı
Mutfakta ağzından buhar çıkan çaydanlık acele ederken içini boşaltmak için çay bardağına
O soğuk odadan kahkahalar yükselecek kadar keyifli sohbetler başlardı
Ellerimizde klavyelerimiz veya telefonlarımız yoktu,bizi mutlu eden oyuncaklarımız ve gerçek arkadaşlarımız vardı
Mahalle kavgaları çıkarır,sonrada maç yapardık.
Sanki bir sigara daha yaksak geçecek bütün dertler
Sonra paket bitiyor ve her şey aynı
Anlayacağın dostum,ne sigara kar ediyor
Ne de bitirdiğin kadehler içinde ki sıkıntılara
Gecenin bir yarısı uykusuz gözlerini dikmişsen tavana
Ve o tavan çökmüşse basına bir anda
Sonradan anladım gözlerinde kaybolduğumu
Her bakışına ayrı bir anlam yüklediğimi,sonradan anladım
Aşk dediğin serseri bir kurşun,nerde ne zaman vuracağı belli olmayan
Beni vuran gözlerin oldu,sonradan anladım
Sonradan anladım gecelerin böyle acımasız,gündüzlerin böyle umarsız olduğunu
Kadehlere doldurduğum ve beni sarhoş eden hasretinmiş
Ayak ustu uğradığım bır aksamustuydu
Ceylan bakışlı gozlerının kuytuluğuna sıgınmıstım
Ve hasretler o akşamüzeri dondu yıllık ızınlerınden
Oysa denızın mavısıneydı ozlemım sadece
Senın hasretın hesapsız plansız ıkı oda bır yanlızlık gonul evıme gırmeden onceydı
Saclarını tel tel ayıran tarak bıle masanın uzerındeyken
Gozlerımdekı yorgunluğu görmeyenler
Surat astıgımı zannediyor usta
Oysa gozlerım yorgun,yuregım yorgun
Ben yorgunum be usta
Cocuklugum olmadı benım usta
Gokkusagı renklerine burunen uçurtmam hıc olmadı benım
Uzun zaman geçti sevgili
Sokaklarında yağmur damlaları
Sahilinde bir bardak demli çay
Ve duymayalı martı çığlıklarını
Çok zaman geçti sevgili
Telefon rehberinde Arayacak kimse kalmadığında anlıyor insan yalnızlığı.
Gecenin bir yarısı evin boş odalarını gezerken ve kendi gölgenle bile kavga etmeye başladığında anlıyorsun kimsesizliği.
İçinde o hiç bir zaman susturamadığın sesler çoğaldığında
Ve yeter artık diye her bağırdığında yetmediğini ve yetmeyeceğini anlıyorsun.
Bir ömre sığdırabileceğinden çok daha fazla anı biriktirmiş olanda, bir zamanlar en kalabalık toplumlarda adın geçmiş olsa da ne fayda yalnızsın işte yalnızsın.
Doğduğun kadar ve öleceğin kadar yalnızsın.
Şu yanlızlığın bir adı olsaydi eğer
Simdi sen kokardi buralar
Eylül bir başka yağar
Kasım'da ask bir başka olurdu
Yanlızlığın bir adı olsaydı eğer
Boynunu bükmezdi sensiz papatyalar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!