Ben sana nasıl kızayım Kelkit?
Bana başkalaşmış aşklar tanıtan,
En yalnız günümde beni sokaklarında saklayan,
Sana ne beni sev diyebilirim,
Ne de beni unutma,
Sen yalnızca benim seni unutamayacağımı,
Bir de sensiz yaşayamayacağımı unutma;
O bana yeter....
Gözün hep gitmelerde asılı olmalıydı;
Dememiş miydim sana çocuk,
Daha senden birer iz yapamadan yüzünde anıları,
Mutluluktan tepetaklak düşmek bize kalanı...
Belli mi olur, kim misafir, kim hancı.
İmlası noksan bir - iki cümlenin zayıf temelinde
Büyüttüğün o melun korkuların zifiri gölgeleri
O kadar büyümüş ki gözlerinde
Bu cennet bahçesi hayallerim
Ayağına serdiğim gizli dünyalar
Sevgi arsızı gecelere sığdırdığım
Fragmanını izlemiştim ben bu filmin,
Bahar geliyordu, mutluydu bizim kadar çocuklarda.
Aydınlık düşler büyüyordu göklerde yan yana,
Yağmurlar siliyordu günahlarını dünyanın usulca.
Ne bir damla yalnızlık düşüyordu toprağa,
Nede ölüyordu sevdalar bir anda.
Kap gel bir yalnızlık daha
Gece uzun...
İçelim ve gezelim mazide
Yaşananlar
Birikiyor boşalmak için
Umutların üzerinde...
Ben...İşte öyle eskisi gibi kuvvetli bir adam değilim artık...
Kendi yalnızlığımda, kendi dertlerimin üzerinde,
Tek başına bir limanım...
Yanaşsan yıkılacağım...
Bırakıp kaçsan,
Yaşayamayıp fi tarihli masallarda,
Aşklar katletmiş gelmiştim çıkınımda tek başıma bir benle
Sevdalarca sürüklemiştim yüreğimi
Bir yanım aşık bir yanım yanıktı
Ali kıran, baş kesen deliliğim
Artık kalemi kırılmış bir sanıktı…
Seni sevmek ne garip,
Düşlemek gibi akşamdan sabahı,
Bir ümit uğruna harcamak,
Hem aydınlıkları, hem karanlıkları…
Sana bakmak ne garip,
Yüklerin, omuzlardan indiği,
Çileli ömür yollarının,
Yolcularına İllallah dedirttiği,
Her şeyinden vazgeçmiş,
Sahipsiz bir mola gününün,
Geldiğine bin pişman gecesindeyim…




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!