Kim sevmiş en son,
Anlatın bana, varsa hatırlayan.
Düşlerinden düşen adamı bilirim ben,
İçinde sevdiği kadar boşlukları olan.
Masalları, çocukluğum kadar yeni olmayanları,
Yargılamadan asılan sevdaları,
Sonra güzelim,
Gözlerinde yıkandı tüm öncelerim.
Bir küçük kayık,
Benimse okyanus kadar derin,
Yeni bir savaşı kaldıramayacak kadar yorgundu;
Unutulası hikayelerim.
Kahraman
Eskimiş rüyalardan,
Yeni bir kahraman yaratmak için,
Çok acizim….
Ben yalnızlıklar beslerim koynumda,
Gidişlerime sebep soluk soluğa,
Büyütürüm usanmadan umutlarımda...
Bozuk hayallerimden başka,
Birikmişim yok kumbaramda...
Gözümün feri, asılmış kalmış yollara,
Hadi gülümse
Tutamadığım yeminlerin dahi ihtiyacı var
Gülüşünle gelen mutluluk iklimlerine....
Gülümse...
Benden eksik kaldığı kadar
Gayr-ı meşru yalanlara gebe bir gecenin koyunda,
Ertelenmiş rüyalarla,
Geç kalınmış hayallerin,
Davetiyesiz nikahında,
Aforoz edilirken, sünnet masasından düşmüş,
Perde arkalarında istavroz çıkaran,
Kardeşim İsmail Cem Ezel'e...
Sana her biri kendi ellerimle imkansızlaştırılmış hayalllerimi,
Sana bir bir yıkılan ümitlerimi,
Beşi beş para etmez sevgilerimi,
Sana anılardaki silüetimi bırakıp gidiyorum...
Aşk, gönülden dile düşmüş meğer...
Anlatıla anlatıla bir masal olup, uyutmuş bizi...
Adına sevgili denen oyuncaklarla kandırıp kendimizi,
İteleyip, maziye gömmüşüz sevdiklerimizi....
Yalanların adı sevda, sevdalarsa yalan olmuş meğer...
Sen de gittin ya...
Artık gelmez hayalin rüyalarıma...
Yaşanmaz hayat,
Çocuksu gülüşler tadında...
Sen de üzdün ya...
Yalnızdık, cümlelerin kalabalığından korkacak kadar
Çoğul aşklarımızdan kaçanak, belki sağanak bir göz yaşı halinde
Koşarken yıkılan kumdan kalelerimizin hengamesiyle
Tutulmuştuk,
Dört köşe korkularımızın geç kalınmış bir gecesine…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!