Öyle ya, vakit geç oldu...
Gitmek lazım...
Issız bir kasabanın sokaklarında,
Umutsuzca seni aramak,
Hayallerinle boğuşurken,
Her zaman istediğin beni düzeltmek değil miydi?
Düzeliyorum işte,
Al bak bakalım doyabilecek misin,
Kendi ellerinle şekillendirdiğin bu akıllı halime...?
Deliyken daha iyiydi herşey oysa,
En azından birşeyler can sıkıntısı olmaya başladığında,
Gel ulan hayat
Gelebildiğin kadar üzerime
Senin çilelerin varsa önüme sürülecek
Benim yenilgilerim var
Üzerine basıp geçilecek…
Hiç ayrılmayalım derken,
Hani, hiç bir şey bitmesin, diye çabalarken,
Bak neler getirdi ayrılık bize...
'Artık herşey bitti' dediğin gece,
Herşeyi, yeniden yeşerten bir güneş doğdu üzerimize...
Yeni bir mana geldi hasretlerimize,
Yalanlara kesmekle
Yılgınlıkların faturasını
Sarmak hiç mümkün olmadı
Gidenlerin yarasını…
Sangılarım birikip
Hani sen gitmiştin ya o gece...
Ardından bakakalmıştım işte..
Üstelik üzülmüştüm de...
Ama söylemedim...
Dur demekten acizdim ve
Yalnızca gidişindi hükmeden tüm dünyama...
Oysa unutulmuş bir ormanın oğlu olmalıydım ben,
Kıyısında kenarında bir nehrin.
Parçalanmış bir çoğulculuğun yalnız kalmış parçası.
Gözlerin kapalı yolun düşünce bir gece düşlerime,
Beni hiç tanımadan, görmeden bulabilmeli,
Rüzgar eserken gitme,
Eğer rüzgar gözünden düşürürse
Bir damla yaşını habersizce
Düşen her umutta
Bir sen biter
Çöller yeşerip
Maske
Gösteri bitti, artık maskeni çıkarabilirsin.
Mutluluk mimiklerini kaldırıp
Yerine suratını asabilirsin…
Aşktan öleni görmedim hiç…
Boş laf,
Aşkından ölüyorumlar…
Çünkü aşk öldürmez adamı..
Keşke öldürse,
Öldürse de,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!