İçinde sen olmayan, eksik bir hikâyeyim şimdi,
Öylesine yorgun, öylesine bıkmış,
Bitmek isteyen bir yolculuğum,
Yolunu kaybetmiş...
Dolaşmışım o dil senin, bu yürek benim,
Uzuncaydı sakalları
Sırtına yüklemiş gelmişti
Nefes nefese yılları
Soluklanayım derken
Tanıdık bir göze takılıp kalmıştı
Aşksı, yani masalsı yorgunlukları...
Yine kahroldum, hayallerimin ihanetiyle...
Yine can evimden vuruldum, sevdiklerimin sevgisizliğiyle,
Ve yine kendimi sende buldum, senin ellerinde,
Kaçmak istedim, perde çekip geçmişe,
Beceremedim, cesaretim yok ki gitmeye...
Bütün beyazları hakeden küçük kıza ithafen.
Biliyor musun küçük kız,
Aşmanı istedim önce duvarları.
Görmeni, minik dünyan dışında,
Sensiz yaşananları.
Günahlarımdan gemiler yaptım,
Yolum uzun,
Bakarsın yetişirim kollarına kadar.
Yardan göçtüm de geldim,
Oysa ardına vurmuş da kapanmış kapılar.
Dokuz diyardan kovuldum,
Dün gece kalemime düşecekti ki
Utanmaz sevdalar
Karamsarlık denizime düşüp
Uykuma sarıldım….
Belki de izin vermeliydim
Ben seni ne kadar mı sevdim?
Yanımdaydın…
Kollarım sana erişecek kadar yakınımda,
Dudaklarımın ateşi kadar,
Gözlerimin yalnızlığı kadar,
Öyleyse,
Yani bıçak gelip,
Dayanmışsa kemiğe,
Akreple yelkovanın,
Tükenmez kavgasında,
Tadımlık bir kaç,
Aynı çerçeveye bakıp,
Aynı şeyleri görmez gözler...
Bir başka yüreğin yerine,
Acılar yaşamak gerek...
O zaman,
Yağmur yağıyordu, telaşlıydı kalabalık
Hiçliğe doğru deliler gibi koşuyordu zaman
Sokağın ortasında bir film gösteriliyordu
Çalıntı kareler çarpıyordu gözüme hayatımdan
Aslında geldik, gidiyorduk…




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!