Yeşil yapraklı günler,
Sararıp düşüyor dallarından.
Meyvesini vermeden umut,
Salkım saçak beklentiler,
Süzülüyor oradan oraya.
Hesapsızlık doludizgin.
(Bir gidenin ardından, her gidene...)
Ölüm kendi gölgesinde…
Uçurum ağzında ölüm…
Çiğnenmiş çiçek,
Pas tutmuş gerçek.
Yosun tutmuş yaşanmışlık.
Bir sevda coşkusu var,
Uçsuz bucaksız denizlerimde dalgalanan…
Kavuşamadığı Aslı uğruna…
Ölmek bahtiyar eyler Kerem’i,
Mecnun, memnun; aramaktan Leyla’yı...
Çöllerde hasret çeker şikâyet etmeksizin…
Rüya hayat.
Rüya zaman.
Her nasılsa, son aynı son…
Vur patlasın, çal oynasın.
Âlem, yine keyfi âlem…
Devran fasıl, devriâlem…
Göklere sorarsan, şehirler sabıkalı,
Beton duvarlar arasında.
Kuşlar mahpus, insanlar kadar,
Söküyor dişlerini yaşam alanlarının.
Her temel bir kerpeten…
İnsan yığınları arasında kangren günbegün,
Hangi hüznün huzmesidir saçların?
Şimşektir, bir anda cereyan eder,
Sağanak yağmur, daha bir lirizm içinde...
Gerçekçi yaklaşım,
Gelecek beklentisi,
Normal kan basıncı,
Sustum, yaprak yaprak yeşeriyorken mevsim.
Geçtim, isim isim düşüyorken insanlık.
Şaştım, yalnızlığına dağların.
Bakındım, uçsuzluğuna yolların.
Her yanımda yangın var,
Her yanımda hırçınlık…
Sen ki o alımlı çiçek hâlinle,
Kalplerde titreyen iman gibisin.
Gülen gözlerinle, tatlı dilinle,
Saltanat sürdüren sultan gibisin.
Bir fasıla rüzgâr ılık eser,
Dağılır omuzlarına saçların,
Bir düşünce dokunur kalbe…
Rüyasına gömülürüz güzel zamanların.
Bir fasıla rüzgâr ılık eser,
Bir andır durur hayat,
Yorgun bir düş rengi zaman.
Öyle edilgen, öyle geçici, öyle amansız…
Sonbahar rüzgârında titreyen son yaprak kadar amade…
Her gün uyanır gibi…
Sönecek tüten ocak,
Kül olacak dal parçası.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!