Seni düşündüm yine, masmavi bir göğün altında, gelincik tarlasında.
Ve saçların, gözlerin,
Ellerin-ellerimde...
Senden bir dünya kurdum sonra kutupsuz,
Aşkımı sınadım sonra,
Ben gelecekten korkma...
Sana diyeceklerimi duyma,
Göstereceklerimi görme...
Yazdıklarımı okuma,
Boyandığım yeşile dokunma...
Benim utkularımı isteme,
İçtiğim şarabı tatma...
Farkına varmazsın ilk önce,
Tuhaf gelir sözler.
Umursamazsın akşamın oluşunu,
Sarhoşsan.
Bir gün, hiç ummadığın bir yerde,
Karşına çıkarda, şaşırırsın.
ANADOLUM
Arabaların üstü saman yüklü,
Samanın üstünde köy kızları,
Al, mor, sarı yazmaları.
Bu baharda açar mı çiçekler.
Yoksa boşuna mı tohumun savaşı
Ve Seni görür müyüm
Nisan güneşinde, sabah, sabah
Bekler misin beni hiç nedensiz.
Sever misin korkusuz...
Ağustos böcekleri öter,
Cılız lambanın etrafında.
Ağaçlar,
Çiçekler,
Otlar dans eder;
Melteminde gecenin.
Yağmur yağıyor şehrime,
Yollar yıkanmış, çatılar parlıyor.
Herkes bir saçak altına sıvışıyor,
Ben cadde ortasında,
damlacıkların şarkısını dinliyorum.
Şimşekte çakıyor toprakananın böğrüne aydınlığıyla...
Kelimeler, kelimeler;
Ne boş şeylermiş meğerse...
Yaşadıklarım gereksizmiş,
Seçmesini bilmediniz,
Geldiniz, konuştunuz,
hiç dinlemediniz, hep öldünüz...
Sonu olacak mı şimdi yaşadığım mutluluğun,
Bu kadar yılmış ve korkmuşken.
Bir kere daha dene diyebilecek miyim,
Sence ?
Ümit etmeli miyim senden gelecek aşkı,
Yoksa boşuna mı bu çırpınışlarım.
Yine yalnız dönüyoruz eve;
Ne yapalım yollar ayrı.
Esat caddesinden kendimi salmışım,
Sigara parmaklarımı yakıyor.
Bitmiş efkardan.
Farkında değilim saatin.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!