Saklambaç oynuyorum kendimle,
Saklanan hep korkak yanım...
Öyle bir gizlenmişim ki bulana aşk olsun;
İçimde ki beni...
( 09.04.00-ANKARA)
Durup arkasına bakanlardan değilim,
Seslenmelerinize kulak asayım.
Neler gördü gözlerim bilemezsiniz.
Anlattıklarım düş gelir size.
Her sabah inip çıktığım yokuş,
Ve sevdiğim köpek yavruları,
Şimdi sadece bir anı eski şehrimden.
Tuhaf ! insan nasıl da özlüyor,
Yitip gittiği varoşları.
Kalk gidelim !
durulmaz artık.
Bırak vursunlar,
Gocunmayalım, vursunlar.
Bırak yenildik sansınlar.
Kurallar koymayın önüme, uymam ki,
Yalanlarla avutmayın beni, kanmam ki,
Silah vermeyin elime, öldürmem ki,
Barış isterim, kardeşlik ve sevgi
Sabırsızım, kızgınım karşımda duruşlarınıza
Kavgam yüzyılın başında ki
Yağmurun grisinde çiğ,
Ayın dolunun da pus oldun.
Sabahımda tan,
Soframda aşım,
Ah deli başım!
Hayatım,
Sana yazdığım şiirleri okuduğunda
Ben ve aşkın,
gitmiş olacağız şehrinden...
09.04.00
ANKARA
Bulutun altındayım.
Gün,
Şimdilerde devreder,
Geceye.
Yeni doğuşlar,
Yeni seviler besler içinde.
Yakamoz kovalayan denizciyim ben gecelerinde...
Rüzgar küsmesin diye,
Daha yelkensiz takaların icat edilmediği denizde.
Sakın aldanma geleceğim yöne,
Gelmezsem, gelmeyeceksem üzülme.
Kan dolar gözlerime,
sabahın esininde.
Yönümü yitirdiğimde;
Kuzeyi, denizimin
Martıları gösterir.
Ve gelincik gibidir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!