Beklemeyin beni gelmeyeceğim!
Yükümü çoktan sırtıma vurdum,
Ve çıkınım kuru ekmek, su...
Yetineceğim.
Sormayın; cevap vermeyeceğim!
Kulak kesilmiş iblisler
İçinden geçtim düşümde;
Ellerinde günahlarım koz.
Yoz bir hayat sürmedim hayır!
Utkularım hep aynıydılar.
Hani derler ya!
Kuzeye bakar güneş
Yollar;
beyaz, soğuk yüreklerle dolu.
Sular katı, akmaz ovalarda...
Kanımı donduran; hayır, hayır soğuk değil ayrılık...
Karşımda duruyordu
Gözlerinde aşkın kini
Ve dudakları
Al, al olmuştu.
Kızıl saçlıydı, inceydi;
Gülerdi yokluğuma
Saçların parlıyor biliyor musun,
Işıksız günde bile, benim gözümde...
Ve gözlerin hep aşkla bakıyor her nesneye...
Ellerin öyle minik ki çekiniyorum tutmaya kırılırlar diye...
Ve seni öyle seviyorum ki,
Korkuyorum söylemeye...
Dirilişim yakın!
Toprağı az kaldı deleceğim.
Sizin şaşkın bakışlarınıza aldırmadan,
Sevgi şarkıları haykıracağım,
Maskeli suratlarınıza.
Ve o zaman anlayacaksınız,
Ismarlama olmaz ki bu;
Nasıl, nerede başına geleceği bilinmez.
Aşk bu !
baharda gelir şanslıysan.
Yada yapraklar dökülürken sarı, kırmızı ve bej.
Yeltenme sonu bellidir.
Kurak topraklar üzerinden geçtik.
Çatlamış, çalı çırpı sapsarı bürümüş.
Düşler gördük yıldızsız zifiri gecelerde
Ayrı, ayrı...
Sarıldık soğukta uzaklardan birbirimize,
Geçtiğim sokaklar eskiydiler.
Salaş dükkanların kapılarında yaşlı esnaflar.
Ve çınarların gölgesinde, ağustos sıcağında;
Nargile içip, tavla oynayanlar.
Sol yanımda lacivert, hırçın Karadeniz'im.
Kavanozdaki balık bana,
Öyle bakma.
O hallerden kurtaramam
Seni
Bilemezsin;
Ne kötüdür kavanozun
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!