Katillerimin yüzüne bakıyorum,
gözlerinde ölüm.
Ve o an anlıyorum bozuk paraymış hayallerim,
gelişi güzel harcanan.
Dost da değilmiş sevdiklerim.
Şimdi tek başınayım yarattığım dehlizlerde.
Şehrimin ötesindeyim.
Ruhum; kasvetlide değil hani.
Ama neden bilemiyorum sıkıntım.
Elimde bir tutam papatya seni bekliyorum.
Acıtmıyor artık sözleri insanların.
Gecelerim dingin,
Küçük odama sığınmışım,
Mumlar yakıyorum kendi yarattığım karanlıklara...
Ve elime aldığım kadehteki kendi kanım.
Ölmekte çok kolay biliyorum,
sevdan olmasa,
Yitecek tek hayatı olana...
O şarkı çalıyor yine
Cızırtılı plaktan
Beni Selaniğ’e götüren
Yaslı kadınların sesi içimi eziyor.
Ayrılıklar yaşayan o ırklar geliyor aklıma
Yüzyılın başında...
Şarkılar söyleyeceğim sana,
Hiç duymadığın.
Masallar anlatacağım;
Rüyalarımda yaşadığım.
Zor yarını beklemek.
Zamanın tıkırtıları beynimi yiyor;
Daralmışım.
Geçti be bizden,
yarın korkusu içimizde...
Seviler hep yarım yamalak.
Narın dallarına dokundum ilkin.
Sarı, turunç ve al-al oldu ellerim.
Sonra utandım ama az...
Narın yavrusunu yemiştim.
Yarin tenine dokunduğun ilk an gibi,
Nazım’ dan öğrendim;
Memleket için,
İnsanlar için,
Aşk için, Senin için
Yanmayı...
Ve uzaktan sevmeyi,
Ağ atılır bu saatlerde benim denizime,
Rast gele denip.
Ardından nazlı yarin gelişi gibi beklenir ağlardaki nafaka.
Sabahın ayazında bir kuru çayla kahvaltı edilir.
Çapa atılır;
Biliyorum uzun sürmeyecek
Bir gün,
Bakışlarından
İçine
Kalbine gireceğim
O an anlayacaksın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!