bakışının karelerini düşledikçe ben
sensizliğin bütün eskimiş suretlerine
çizgiler çekiyorum
aralayıp aralayıp dudaklarını
sevincin oluyorum
İçli bir karanlığın koyusuna yaslandım
Yüreğime özlemin çamurunu beleyerek
Nakışlarla bereli testilerden sular içtim
Sarhoş naralarla kendimi yenileyerek.
Ateşler yanıyordu gönlümün ovalarında
Yürümek bir gün kendi yoluna
Yangınları takarak koluna
Yürümek bir elvedanın limanlarına
Kapılmak gerçeğin sularına
Sevdanın ovalarına düştüm yar, avuçlarım terliyor gözlerinde
Beklemem artık mevsimsiz yağmurları, beklemem cemreleri,
Sensin bütün rengim, sensin zifiri karanlığımı bölen kutsal ışık
Bir şiir, destan oldum, büyüyorum ‘sevdam’ diyen sözlerinle…
Dillerinin doğurgan ovalarına düştüm düşeli, yüreğime ‘can’ sözlerini sürdün süreli, acılarla örülü bu yüreği sevdin seveli ustura ayazlarım bitti, köklerime yeniden can yürüdü, düşlerimdeki kabuslarım sonlandı yar. İçimdeki incinmiş ve incelmiş sabırlarla, sazlıklarımda boy veren hasretlerle, gecemin denizindeki kahırlarla, avuçlarımda biriktirdiğim göz yaşlarımla, bomboş bir yitiklikle, dizginsiz bekleyişlerdeydim.
Gecelere sıkılı yumruğumuzu kaldırınca
Korkumuzla kırıp geçiririz nice yürekleri
Küskünlüklerimize gelecek düşleri arar
Saygın günler döveriz ihanetin örsünde.
Yatakta maden, dağda tuz, çölde buz
Karda yürürdü bir kadın
Göğsündeki ateşi gizleyerek
Sesinin hıçkırığına karışırdı çarpık adımları
Düşünüşleri erirdi bir noktada
Aşka yürürdü sendeleyerek
Yargılı tütünlerin acısı ekşirdi dudağında
Sevdanla göz yaşımı sildin, hüzünlerimin selleri bitti
Çılgın bir mevsim geçti içimden, seninle bahar geldi
Fallar açtım yaşanmamışlıklara, gözlerim seni sevdi
Tenin düşecek sularıma, seninle bütün renklerim mavi
Sevdanın molalarından toparlanınca anıların kilimini silkeleyerek katlarız gönül dertlerimizi. Yine aynı yöne, aynı uzaklara mahmuzlarız aşkın kervanlarını. Günleri yudumladığımız mataralara kurumuş dudaklarımızı sürerken sevginin türküleriyle yankımızı dinleriz dağlarda. Adımlarımız yorgun düşer, gün geceye geçer, yaşamak gül dudaklım, işte böylesine coşkulu, böylesine isimlendirilememiş tortulu bir keder.
Hayallerin aynalarını tutma yüreğime
Dalını arayan bir yangın alevi gönlüm
Gözlerinin madımak seherinde çığlıklar
Uzat üşümüş ellerini aşkın defterine
Kavruk cümlelerle yatak olayım tenine
Yorumsuz rüyaların koynunda üşüyeyim
Ölümsüz bir iksiriz biz, sevdikçe kanyonlardan dökülüyoruz
Aşk’ın izdüşümüyle dağlar aşıyor, bir semah gibi dönüyoruz
Acıların sıkıştırılmış açılımlarından kan içiyor yarasalar,
unutuldu on binlerce kaybedilmiş canlar
Cesur adımlarla iniyorlar dağlardan düze,
aslını inkârda tetikten nasırlaşan parmaklar
Parmaklıklar arkasından yönetiliyor ülke’m,
Sam amcanın emriyle susturuldu silahlar
Bütün sorguların enleminden koparmıştım seni
İçimizdeki hoyrat sevilerin çarşafına tutunarak
Dudaklarımdaki istem ötesi hareket olmuştun
Ellerinin hoyrat kelepçelerinden sıyrılamadan
Duvardaki saatlerin zembereğine dolanmıştın
Tebriklerimle..10 ve listem..Ufkun YAREN
TEBRİKLER... sn Selahattin Yetgin... başarılar diler, saygılar sunarım. Esen kalınız.