Kanatlarımın mavisinde gülümser yeryüzü
Bir çiçek titreyişi nasırlı avuçlarımda
Bahar yitik polenlerin özleminde nicedir
Dingin bir ömrün haylaz ufkunda akşam
Ateşli bir gece gülümsüyor heyhat
Aşk yoksul giysilerini soyunuyor yatakta.
Boşluğa bıraktığın beden yüreğinden düşüşüm
Hesapsız, sorgusuz, öksüz, sanki aç bir bebek
Kirli ellerimde bakir sevaplar, dudağım titrek
Aldırma yârim, nefesim gül kokar yine de
Puslu aynaların perçemindedir asi gülüşüm
Acımın gelmişine geçmişinedir hep sövüşüm
Soluğu yetmemiş bütün sevdaların yitik aşkla yüzleşmesinde
Bütün renkler uyumsuz yaşadılar asırlarca ruhlarında aşkları
Sessizliğin özleme sarılıp yattığı kahırlı ve ilençli gecelerde
Sivri bir bıçak doğrardı yürekte hiç açılamayan sarı laleleri
Sesinin turkuvaz özleminden bir sıyrılabilsem yalnızlığıma ve sana olan dirayetsizliğime aldırmazdım. Karalayıp karalayıp bir kenara tutuşturduğun sözlerimi bir bütünleyebilsen, anılarına bir daha dönüp bakmazdın. Gece utangaçtır kadınım, giysileri ayağa düşen bir yosmadır. Soğuk odalarda aşkı kutsamazsan soluğunla hasreti sonsuza dek giyecek bir hastadır. Ben senin yokluğunda düşlerimi gülüşlerinle birlikte ısıttım, ama yüreğim ağlamaklı kaldı kadınım.
Yazgılarla körebe oynarken tükeniş, sen düşüyorsun usuma
Yorgun gemiler kayıyor ufuklarda, gözlerimde bir muamma
Kaypak direnişlerin bayrakları yakılıyor korkak meydanlarda
Yüreğinin sınırsız atlaslarında bir dünya buldum ikimize
Dikişlerimi acıtıyor ellerinin korkak gölgesi
Unuttum söylemeyi yar, asırlardır uykusuzum
Kanımda yangın, dudağımda bir gülün öfkesi
Tenimde müptela bulutlar, nicedir yağmursuzum.
Gözlerim yaşamı okşuyor, saçlarımda aşkın sağanağı
Gözümün feri sönmeden, hazanda bir yaprak olmadan gel kollarıma
Dilim başka bir ismi söylemez, sevdalı bir yaprakça düş avuçlarıma
Sana yürüyorum, ayaklarımda onca sızıyla
Mor heybemde kaplan pençesi ayrılıklar
Konuşmayı unutan dilimde ahraz bir türkü
Göğsümde çıldırtan gürültülü bir yangın
Suskun bedenimle yollar aşıyorum
Şerha gözlerinin ülkesine az kaldı
Göğsü örselenmiş sularımda sevdalı bir kadın soylu hıçkırığını arıyor
Ürkünç bir karanlık uzaklarda, acının sivri uçlarında vakit kayboluyor
Mağrur yüzümde hüznün pulları, kekre yalnızlığımla özlem sevişiyor
Mesafeler örüyorum bir aşkın gönlünde, usumdan bekleyiş silinmiyor
Sızıyla demlenen hayat karmaşasıyla dumanlanan gönlümüze yakın tuttukça gözlerimizin yankısını sözcükler yuvarlanır engebeli dağlarımızdan. Sular kaynar sevdalı yüreklerimizde ve aşkla dökülürüz mevsim geçişleriyle her sabah yeniden kendimize. Fırtınanın uzaklardan getirdiği toz anılarla harman olur, yüzümüzdeki çizgiler aynalardaki reddimizle anlam bulur. Dudaklarımız inkârsız şarkılar söyledikçe, gün gelir her aşk turunu tamamlayan bir saatin yolculuk öyküsü olur.
Gün yanığı gövdemin kumsalında
Kırık bir dalım ben ellerinde çaresiz
Üzünçlerden özlemini mayaladım
Hırçın bir alevsin yüreğimde sessiz
Ölümün duvağı gönlümün kuyusunda
Bütün sorguların enleminden koparmıştım seni
İçimizdeki hoyrat sevilerin çarşafına tutunarak
Dudaklarımdaki istem ötesi hareket olmuştun
Ellerinin hoyrat kelepçelerinden sıyrılamadan
Duvardaki saatlerin zembereğine dolanmıştın
Tebriklerimle..10 ve listem..Ufkun YAREN
TEBRİKLER... sn Selahattin Yetgin... başarılar diler, saygılar sunarım. Esen kalınız.