Her öykü bir yaşanmışlık öyküsünü saklar özünde, her yaşanmışlık bir öyküdür aslında ve aşkın iğnesi gibi batar bir gün yüreğin bir yerlerine. Hayat kimi karanlık bir yol, kimi aydınlık bir gelecek gibi gülümserken insana düşler ekilir geniş ovalarına, mevsimler dönerken toplarız ektiklerimizi ve bir yağmur altında kimi dudaklarımızdan aşkın türküsü, kimi de hüznün o garip sövgüsü dökülür…
Her an yaşanılacak bir mutluluk karesidir özetle, bizler o karelerde mutluluklarımızı izledikçe insan olduğumuzun farkına varırız…
Var ediş öyküsüne sığmayacak bir kadının dünyaya ışınlanışı ve yaşam panosundaki yerini alışıdır bu öykü. Her karesinde emsalsiz bir düşünüş, her rahlesinde bir yaşayış destanı, varoluş güncesi saklı. Bir mutluluğun tanımı gibi olağanüstü…
Günlerden herhangi bir gün ve Tanrı bulutlarla körebe oynuyordu. İçindeki garip sıkıntının sebeplerini soruyordu geceyi bekleyen haylaz yıldızlara. Ay kendi şavkında saçlarını tarıyor, usulca gülümsüyordu bu evrendeki yapayalnızlığına. Gökyüzünün o bomboş sokaklarında uzun süre dolaştı Tanrı. Canı müthiş sıkılıyordu ve birden ay ışığında saçını tarayan bir kadının aksini gördü yemyeşil sularda. Elleriyle dokunmasıyla bu aksin kaybolması bir oldu.
Yankısı yine kendine dönen sevda hesaplaşmalarında
İlençlerinin üzerini her mevsimde aşkla örterim ben
Sütüm ak, alnım paktır, kavgayı sokmam efendiliğime
Biriktirip büyütürüm aşkı, sövmem asla kimliksizlere.
Kırılası, yıkılası, görünmedik, bilinmedik yerlerde durası yüreğim. Parçalanmış tırnaklarımın sağrısında kor ateşler biriktirip, bu yerkürenin göbek taşında gerdan kırıp hiçbir sevdaya aman demeseydim. Kuşların kanatlarına vefa, yele titremeyen yıldızlar yükleyip şiir gecelerimde ayazlarda kalmayıp, üşümeseydim.
Parmaklarımda günlerdir karıncalar koşuşuyor
Eskimiş düşlerimin çıkrığını çekiyor bir kadın
Sevdanın atlıları geçiyor yürek coğrafyamdan
Eski bir değirmence kendini öğütüyor yüreğim
Ağır aksak adımlarım bir meçhule taşıyor gövdemi.
Düş... Sürekli yer değiştiren akrep ve yelkovanın dansı...
Hüzün... Savruk bir hayatın içindeki o kangrenli ağrı…
Aşk…Hicranlı yaşanmışlıkların dudağındaki yasak şarkı..
Çığlık... Kumdan sarayını yıkan bir anın düş sarsıntısı...
Yangın düşüne sarılıp yattığımız gün dönümlerinde bir yalnızlık dumanı dalar penceremizden içeri, yanaklarımızdaki kurumuş yaşları silmek için. İç çekişlerimizin perdelerine hicranın kokusu sinmiştir ve avuçlarımızdan siliniverir yaşamın kirli dövmeleri. Unutulmuş karelerde biz hicran tozları saklarız, inadına bir içlenişin sobelenmeleriyle o resimlerden sıcacık bir gülümseme, belki de bir sarılış bekleriz.
Gecelerimin derin kuyularında bir başınayım, aşktır rotam
Bir bakışın tanrısal düşündeyim şimdi, baharlarım yaman
Balçıktan örülmüş bir kafeste çığlıklara durdum, azdı yaram
Anıların dövmeleriyle vuruyor düşlerimi hızla eriyen zaman
Kahredici bir yürüyüşle azaplardayım, aşktır katlime ferman
Bana kokunu borçlusun, cellâdım olsan da, ey onulmaz sevdam.
Çekip perdenin efkârını kendine
Sana açılıyorum bir nefes gibi
Gözlerimde upuzun bir sonsuzluk
İçimde yorgun bir sus
Gitme diyor şarkılar
Sen yoksun
Mermer düşlerimizin özüyle denizler aşarız yaşadıkça gelgiti
Mavidir yüreğimiz, pembe boyalı evlerde kaybederiz düşleri
Kirli bir gömlekle yaşar, papatya sevdalarla yolarız takvimleri
Yüreğimizdeki aşk dövmeleriyle hayat rotasız, yamalı bir gemi
Aldanma ellerimin çizgilerine
Çatlamış bir yürekle soy beni
Rotasını şaşırmış bir geminin yaşlı güvertesindeyim
Eski/l bir uğultuyadır şimdi yolum, kayıp göçebeyim




-
Ufkun Yaren
-
Ahmet Durgut
Tüm YorumlarBütün sorguların enleminden koparmıştım seni
İçimizdeki hoyrat sevilerin çarşafına tutunarak
Dudaklarımdaki istem ötesi hareket olmuştun
Ellerinin hoyrat kelepçelerinden sıyrılamadan
Duvardaki saatlerin zembereğine dolanmıştın
Tebriklerimle..10 ve listem..Ufkun YAREN
TEBRİKLER... sn Selahattin Yetgin... başarılar diler, saygılar sunarım. Esen kalınız.