Eller akılsıza, biz akıllıya
Hasretiz adeta; sonu hayrola!
Varsa bir sıkıntın, çözüm bulunur.
Yine wow’lıyorsun, bir şey mi oldu?
Yayvan ağzın garip ses çıkarıyor;
Nalıncı keseri gibi yontarsın
Her şeyi kendine; pek bastırırsın
Yavuz hırsız gibi ev sahibini;
Yanına kâr kalmaz, verir dersini!
Kefenin cebi yok, taşıyamazsın
Hani dünyanın merkezisin ya;
Her şey senin etrafında,
Seninle birlikte,
Sana göre
Hüküm sürmekte!
Kötülükten vazgeç, yazık edersin;
Ektiğini bir gün mutlak biçersin.
Son pişmanlığın hiç yarar sağlamaz;
Bu dünya sana da, bana da kalmaz!
Kıskançlıktan vazgeç, pek yazık olur;
Yaşına başına hiç aldırmadan,
Nerdeyse zil takıp oynayacaksın!
Nedendir bu coşku biz de bilelim;
Güzel oynamazsan, yardım edelim!
Bazen esiyorsun pek çaktırmadan,
İddialı değilim, sadece yazıyorum;
Beğenin, beğenmeyin; yazmayı seviyorum…
Yazdığım her şiirin yorumu içindedir;
Kimseyle bir derdim yok, derdim kalemimledir…
‘Yaz! ’ diyorum, yazmıyor, o zaman kızıyorum;
Sanmazmış, kanmazmış; asla olmazmış
Yalanmış, yanlışmış; hepten hataymış
Saklarmış, ağlarmış; hâlden anlarmış
O, yalan; bu, yalan; sen de oyalan!
Görmezmiş, duymazmış; asla bilmezmiş
__Yok, sen yalan söylüyorsun!
__Yalancının şahı sensin!
__Bana neden inanmazsın?
__Sana neden inanayım?
İşine yarıyorsam, büyük coşkuyla ‘Hay hay! ’
Yararlanamıyorsan, donuk bakışla ‘Bay bay! ’
Anlamak kolay değil, bu nasıl iştir böyle
Seni böyle bilmezdim; yalanım varsa, söyle!
Adını anıyorsam, hâlâ bir değerin var
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!