Dinle ey çocuk!
Atalarının kanıyla suladığı bu topraklar benim.
Bedelini canlarıyla kanlarıyla ödeyip,
Sana yurt eyledikleri bu vatan benim.
En kıymetli varlığından aldım adımı,
Seni doğuran ana gibi, Analarla doluyum.
Başın sıkışmış daralıp bunalmışsın
Gidecek bir yerin de kalmamış hani
Vay be canına yandığımın dünyası
Bu nasıl talih bu nasıl kader dersin ya
Gözün kararır görmezsin hiçbir şeyi
Gözlerim hiçbir şeyi görmüyordu.
Senden başka
Donup kalmıştım.
Zamandan ve mekândan azade
Zaman dalga dalga etrafımızı sararken
Savurdu bizi mekândan
Nankör mü nankör bu millet
Hepimize etmedi mi hizmet
Yetmedi mi çektiğimiz zillet
Kıymetini kaybedince anlarsın
Üç günlük dünya için mi cabası
Aşkının ateşinde yanan benim
Zamanla geçer unutursun dediler
Uzun zamanlar geçti
Ne ateşin söndü nede unutabildim
Anlasana zalim ben seni çok sevdim
Sen bize ne güzel bir hediyesin çocuğum
Sevgini içimize düşüren Allah’a hamdolsun
Anne karnında büyürken bizden habersiz
Haberini bize muştulayana şükürler olsun
Bilmediğim bir şehre getirdiler bir gece
Dar koridorlardan geçtim elimde kelepçe
Demir kapıları kapattılar bir bir üstüme
Yalnızdım yanımda bir tek sen vardın anne
Daracık penceresiz havasız bir hücre
Arafta kalmışım, ne oralı ne buralı
Aklımı cevapsız sorular sardı saralı
Ruhum mengene beynimi sorgular
Elinde cevabını bilmediğim sorular
Uçuşuyor her biri beynimin bir köşesinde
Kuruyup çatlayan dudaklarına şifa
Her gece yarısı sunmak için sana
Dilersin gizlice gelirim yanına ben
Aşkın şerbetinden içesin diye sen
Dinle beni ey Hafız
Dilim döndüğünce anlatayım sana
Zaman, zamanın içinde akar
Nefis bu her biri başka bir yere akar
Şaşırma gördüklerine ey Hafız
Feleğin işi bu yaptığına akıl sır ermez
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!