"Sürekli kullanacağı diye bi şey yok ki "
Anladın mı?
Ister anla, istersen anlama.
Salak
malak
Falan filan
Zamanıdır,
Toplayıp sokaklar boyunca gölgeleri,
Salmak,
Gün ışığını,
Karanlık dehlizlerin içine,
Aydınlansın diye,
Lağım patladı
Sokakları sardı pis koku
Caddeleri sardı pis koku
Bütün şehirleri sardı pis koku
Köyleri kasabaları bütün memeleketi sardı pis koku
Yetmedi
korkudan sonra
korkuda korktu
kapı ardında ölüm mahkumu
görür anahtar deliğinden
sızan ışığın hayırsız lığını
bu
Korku,
Korku düşünce yüreğe,
Adam, adamlıktan çıkıyor.
Öyle boş laf ki "fikir hürriyeti" falan.
Demişler ya "yalan dünya'ya " yalan.
Ölmek bi bok değil aslında,
korkaklar, korktuklarını öylesine deşifre ederler ki, korkmadıklarını göstermelik olarak gösterme uğruna akla hayale gelmeyecek madrabazlıklar yaparlar.
bunun tipik örneği orta çağda yapılan şatolar dır. bu şatoları yapanlar can korkusundan kendilerini daha emniyette hissetme adına bu tür yapılar yapılırken bu yapılan yapının maliyeti hiç bir önem arz etmez. çünkü bu yapıyı yaptıran azgın kendinden başka hiç bir şeyi düşünmez. şimdi bu zaviyeden bakınca o devrin koşullarını koşullarını göz ardı ettiğimiz söylenilebilir. ancak o devrin dünyası tamamen talan ve alttaki tabakayı ezme uğruna kurulu olduğundan, bu şatolarda oturanların korkaklıklarını söylemekte her hangi bir sakınca görmüyorum.
burada korkaklığın tarifini yapmadan geçmemiz mümkün değildir. korkaklık, kendi emek ve iş gücüne güvenmeden yaşamını yaşam ilkesi olarak belirleyen alçaklıktır diye biliriz.
bu gün de, bazı erkler kalacak yer bulamadıklarından dağ yamaçlarını acımasızca yarıp kendilerine korunaklı sığınaklar yapmaktalar.
ne var ki, geçmişte şatolarda yaşayan derebeylerini nasıl ki şatoları da koruyamadı ise bu gün inşa edilen güya korunaklı korunaklarda bu düzen temsilcilerini koruyamıyacaktır.
kösüre
balta
çam
buna nasıl dayanır orman
söylemek kolay bu üç sözü
anası
Maske takarak girdiler karanlığa,
Geleceği aydınlat ma uğruna,
Ruhlarında korkunun en sinsi hali,
Ellerinde umuttan başka bi ilaç ta yok tu ki,
En büyük mesaileri sergilediler,
Tüm yirmidört saat,
"Bir manevra ile onu tahliye ettirmeye kalktılar,"
"Karısıda provokatörlerin içinde" dedi reis.
Büyük adamdı reis.
Yer mi bu tür salataları.
"Saros" dedi. Reis.
Biliyordu sarosu, sarosun ne olduğunu.
kutlarım hayatın acı acayip yönleri çok duyarlı kaleme sağlık. rabbim rezillikten ırak eylesin P:PEHLİVAN
kutlarım güzel anlamlı bir şiir okudum tam puan ben PERİHAN PEHLİVAN her yorumda başka ad çıkıyor az önce başka şiirlere yorum yaptım sizin isminiz çıktı şimdi size yorum yapıyorum bu seferde başkasının ismini görüyorum on günü aşkın antoloji bu işi düzeltemedi.
anlamlı olmuş. sevgive ayrılık güzel vurgulanmış. kaleme sağlık.Perihan Pehlivan.