Her şey bitti.
Kanun bitti.
Hukuk bitti.
Tüm sözcükler anlamsız.
Mana bitti.
Anlam bitti.
Her yerde yaşayamazsın, ki.
Mesela Moritanya'da,
And dağlarında, Himalayalarda,
Yaşayamazsın ki.
Hindistan'da, Çin'de, Yemen'de.
Ayaklarında prangalarla çakılı vermişsin bulunduğun yere.
Artık duygu ve düşünce ne kadar anlamlı, bilmiyorum. İnsan görünümlü yaratıklar, bu kutsal milleti öyle acımasız bir şekilde soyuyor ki, bu ortamda ne düşünülür bilmiyorum. Bir bakan düşünün ki, başı örtülü, bayan bakan öyle uyanık ki, kendi aklınca bir ülkeyi kandıracak. Bunun için aynı model bir kaç araba yeter diyor. Bu akıllı bakan kendi ülkesini kaldırdığı gibi başka bir ülkeyi de kandıracağını sanıyor. Bu hainler topluluğu ülkeyi babalarından miras kalmışta, kendilerince har vurup harman savunuyorlar. Bu başı örtülü bakan, namuslu, namuslu olmasa başını örtmez (kendileri başı örtmeyi namus kabul etkilerinden) bu bakan, milyonlarca dolarlık ihaleleri kendi bacısına verdirir. Bunun da savunmasını "bizim dinimiz, akrabaya yardımı emrediyor" diye savunan başka türlü millet vekili olan yaratıklar da var.
Bu bakan, tüm tv kanallarında nasıl mağdur edildiğini anlatırken, başbakan, cumhurbaşkanı hemen hemen herkes bu bakanın yanında yer almakta.
Bu bakan ve bu bakan gibi düşünenler yüzden bir de gurbete çalışan insanlar Hollanda köpeklerine boğdurulmakta. İşin tuhafı, içerde vatandaşı soyan bu zihniyet, dışarı da da vatandaşlarımızı yanlızlaştırmakta. Bu yanlızlaştırma öyle derinleşmekte ki, yıllarca mücadele edilerek kazanılan haklar belki de gurbete yaşam mücadelesi veren bu insanların elinden alınacak. Bunu Almanya zaten dillendirmekte. İkinci vatandaşlık hakklarına sınırlama yanında ikinci vatandaşlık hakkının iptalini şimdiden dillendirmeye başladı. Ve daha da tuhafı cumhurbaşkanı olan zat gurbetçilere 5 çocuk yapın talimatı veriyor. Bu tuhaf adam yurtdışında demokrasi ararıyor, yurt içinde her yere meydan okumakta. Bu deli yürek her nedense herhangi bir muhalifi ile canlı yanında yan yana gelmekte istemez. Başbakan olan gölge adam "ben sana gitme demedim mi" der. Anlaşılan başbakanı kimse takmıyor . Bu anlamda ülkede başbakanlık makamı resmen ilga edildiğinide öğrenmiş oluyoruz.
İşin acı yanı ülkedi kurumlar kendilerini nasıl olurda kendi varlıklarını milletten aldıkları güce rağmen fes ederler. Anlmak mümkün değil.
hükümet
hükmediyor.
kendi kendine.
ben gittim
sen gel,
sen geleceksin diyor bir diğerine.
hüzünlendim,
bulutlar gönderdin,
sevgimin hudutlarından.
halkın içinden(veli ATEŞ)
hiç
farkına varmadan geçiyor zaman
bak dağıldı bulut
karşı dağdan havalanan
göçmen kuşların ardından
kala
Bir şarkı besteliyorum
Yatarken banklar üstünde
Barınağım yerine
Esinlenip en olmayacak şeylerden
Doğanın acımasızlığından örneğin
Bir şarkı besteliyorum
Hep,
Hayalinle görür gözlerim güzellikleri,
Papatyaları, leylakları, gelincikleri,
Nar tanesi kadar kırmızı dudakların,
Olgun meyveler benzer yanakların,
Ama
Bekle ,
Bitecek zulüm.
Çiçek açtı bahçede badem.
Bahar gelecek.
Yeni bir döngü başlayacak yer yüzünde.
Tarlalarda bi telaş, ki sorma gitsin.
kutlarım hayatın acı acayip yönleri çok duyarlı kaleme sağlık. rabbim rezillikten ırak eylesin P:PEHLİVAN
kutlarım güzel anlamlı bir şiir okudum tam puan ben PERİHAN PEHLİVAN her yorumda başka ad çıkıyor az önce başka şiirlere yorum yaptım sizin isminiz çıktı şimdi size yorum yapıyorum bu seferde başkasının ismini görüyorum on günü aşkın antoloji bu işi düzeltemedi.
anlamlı olmuş. sevgive ayrılık güzel vurgulanmış. kaleme sağlık.Perihan Pehlivan.