düşer
daldan yaprak
anılarını havada bırakıp
oturur toprağın bağrına
çürümek için...
hep
bilinmeyen şarkılar,
anlattı bizden kalanları...
bulutların üstünde
anılarımızı...
böyle gelmiş, böyle gider
yazgımız bu diyorlar.
bense,
böyle geldim, böyle gidiyorum.
döndür sene Tanrım beni yolumdan,
işte sana fırsat.
savaş değil dostum
yaşam savaşı
tuğla harmanlarında yazın
istanbul sokaklarında kışın
simit satarım
korkak
korkar
korkmayanlar da korkar aslından
korkunun tadını tadınca korkak
her şeye korka korka yaklaşır
sonra
alçaklar, orduya kumpas kuruyorlar.
alçaklık o kadar büyük ki, adam bu ana kadar gizliyor.
kumpas: ölçerek, biçerek, hesaplayarak bile bile tuzak kurmaktır.
bu ne namus vicdandır ki, milletin vekili olacaksın, milleti ordusuna (peygamber ocağına) kumpas (tuzak) kuracaksın.
bu ne edepsizlik, hayasızlık.
bu (alçak) adamların aslında bu topraklara (bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı) basmaya dahi hakları yok.
öyle
uzun ki
sana ulaşan yol
ne derman kaldı dizde
ne seni hatırlatan bir iz
sadece
zaman değildi arkamızda kalan
anılarımız
ve
umutlarımız
umup ta
Kolay değil Tanrı,
Acılarla yoğurmak hamuru,
Ve
Çalmak durmaksızın kara taşlara,
Alsın diye,
Renginin aslını.
kutlarım hayatın acı acayip yönleri çok duyarlı kaleme sağlık. rabbim rezillikten ırak eylesin P:PEHLİVAN
kutlarım güzel anlamlı bir şiir okudum tam puan ben PERİHAN PEHLİVAN her yorumda başka ad çıkıyor az önce başka şiirlere yorum yaptım sizin isminiz çıktı şimdi size yorum yapıyorum bu seferde başkasının ismini görüyorum on günü aşkın antoloji bu işi düzeltemedi.
anlamlı olmuş. sevgive ayrılık güzel vurgulanmış. kaleme sağlık.Perihan Pehlivan.