Cam kırıkları
avuçlamış gibi
bir köşeye sinsem,
karanlığı tokatlarcasına
haykırsam
ve geceye
Bugün bir ölüydüm.
Gülüşünle dirildim.
Yüzünü gördüm
yerimden doğruldum.
Bir küçük gülüşün yolla.
İster kuşun kanadında olsun,
ister güvercinin ayağında olsun.
Bir tatlı gülüşün yolla.
İster rüzgâra sakla yolla,
Senin bir parçan bende
benim bir parçam sende.
Ne sen tamsın
ne de ben tamım.
Gamzende bir gül tohumu.
Gözlerinde bir kaç damla yaş.
Hüzün alın yazımız.
Gözyaşların can suyu.
İşte buradayım.
Geldim, kapındayım.
Her şeyi ve
herkesi geride bıraktım.
Günaydın Sema Hanım,
günaydın.
Gününüz
ışıl ışıl aysın efendim,
günaydın.
Nasıl desem ki? Hangi cümlenin kaderiyle oynayıp kederime boğayım? Sanki gökyüzü yıldız dolmuş da bir ben, kör kuyularda kalmış gibiyim. Yağmur yağarken zindanda mahsur gibiyim. Çölde biçare, susuz gibiyim. Öyle garip, öyle mahzun, ölmüş gibiyim. Ses ver balaban, ses ver. Kanatların ger üzerime. Korku kaplıyor yüreğimi. Ölüm değil, çaresizlik yoruyor beni. Yıldızım kayıp, ay kayıp, gün kayıp. Ses vermiyor ay ışığı, huzurum kayıp.
Kışın sonu bahardır.
Baharı beklerim sabırla.
Gecenin sonu aydınlıktır.
Güneş elbette doğacaktır.
Ne hayallere şahit oldun sen eyy güneş.
Hangi hayal menfaat uğruna kuruldu?
Hangi hayal saf sevgiydi?
Hangisi gerçek oldu, hangisi yıkıldı?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!