Yağmurun yağması
her zaman hüzünlendirmez.
Karabulutlar gizlemişse güneşi
korkulmaz, sabırla beklenir güneş.
Ne aynada göründüğümüz gibi,
Ne de başkalarının bizi tanıdığı gibiyiz.
Biz, sizin bizi tasavvur ettiğiniz gibi değiliz.
Bizi bilen, yalnız biziz.
Ne güldüğümüz kadar mutlu,
Ne hale geldik!
Neydik, ne olduk!
Kapıldık bir rüzgara,
daldan dala savrulduk.
Toz, buz oldu benliğimiz.
- Gözlerim, diyorum hanımefendi.
Gözlerim, ilk fırsatta gözlerine değmek istiyor.
Bunu mümkün kılmak mümkün müdür?
Birde bakmışsın bir sabah
yıldızlar yeryüzüne saçılmış.
Ağaçlar meyve vermiş,
nehirler coşmuş, mevsim bahar.
Geçmişin o güzel anılarını,
gelecek hayalleriyle harmanlayıp
kalbimin en derin, en ücra köşesinde
senin için gizli mabetler, şehirler kurdum.
Güneş asla tenini yakmaz.
Gözleri Tanrım!
Nasıl anlatsam ki?
Tutmuş, cennetinden
yanıma göndermişsin.
Mor sümbüller açacak
tenin gibi beyaz dağlarımızda.
Yamaçları kaçak çay,
buram buram kekik kokacak.
Öyle güzel bakma.
Öyle mahsun gülme.
Kıskanır melekler,
kıskanır herkes seni.
Gülemedik ki büyüyünce.
Çocuklukta kaldı sevinçlerimiz.
Taşıyamadık bugünlere mutlulukları.
Mazide kaldı en güzel heyecanlarımız.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!