Canımı bedene yükleyip sardım
Varıp bir köşede solsun dediler
İyiyi kötüyü gönülde kardım
Verin gam kederi dolsun dediler
Yürüdüğüm yolda rüzgâr savurdu
Deli gönlüm uslanmaz taşkın gönlüm
Bazen durgun, bazen şaşkın gönlüm
Hayat sende başlar, sende biter
Seller misali akan coşkun gönlüm
Türlü türlü aşkların var yanarsın
Yine esti deli poyraz
Kırdı geçti dallarımı
Diller suskun sanki ahraz
Soran olmaz hallarımı
Gönül sazım hiç dinmiyor
Çölde bir denizkızı
Susuz kalmış ağlıyor
Yorgun düşen avazı
Yürekleri dağlıyor
Ağlama denizkızı
Yıl iki bin yirmi üç,
Günlerden Altı Şubat Pazartesi,
Geceler ayaz, geceler soğuk;
Kimi yorgunluğunu yatağına sermiş
Ve kimi de kasvetten uzak,
Yar koynunda murada ermiş.
Dere akar yan gider
Ardı sıra can gider
Ben yârimi andıkça
Sinem yanar kan gider
Haydi, yârim bana gel
Söyle sazım nedir derdin
Kimlere sen gönül verdin
Mızrabınla aşka erdin
Vuslatta seherde misin
Sitemler eder durursun
Dost diye güvenme yüze gülene
Teline dokunsan bağırır gider
Meze diye taşı koyar filene
Âlemi başına çağırır gider
Her sırrını verme sakın dostuna
Dılemın heliya xeva mı naye
Dıbem Qevır daran lımı bardıkın
Giriyemı naskıni ciger day çaye
Cane mı şevtiye saykı ardıkın
Yiro serêmın bı berfı mıje
Sokaklar senle coşar gençlik çağında
Gönül meydanında taya biner durursun
Dinmez sevda meltemleri eser bağrında
Kalbindeki ateşlerde yanar durursun
Gün gelir de saçlarına aklar düşünce
güzel hatıralar dile gelmiş kaleme sağlık
güzel hatıralar dile gelmiş kaleme sağlık
güzel hatıralar dile gelmiş kaleme sağlık