Bak yine bu canımı sensiz attım köşeye.
Seni düşlediğimi bilmem biliyor musun?
Umutları sığdırdım bir kadehsiz şişeye,
Seni döşlediğimi bilmem biliyor musun?
Hasretler içinde yanıyor canım,
Bırakın gözyaşım içime aksın.
Kara bulutlarla geçer her anım,
Bırakın şimşekler üstüme çaksın.
Gönül kapısına kilit vurmadım.
Bir ben var benden içeri.
Dolaşır ezelden beri.
Onun sırrı bende saklı,
Ne bir cindir ne de peri.
Can oldu ete büründü.
Düşen her yaprağa bakıp ibret al,
Varlığını alan bir dünya düşün.
Faydasız varlığa kesilme hamal,
Verdiğini soran bir dünya düşün.
Tabiatı bilsen dört yanı cennet,
Yükümü aldım sessizce ilerliyorum,
şu hayat denizinde.
Nice yükler alıp veriyorum ben,
her rıhtıma uğrayışımda.
Çok sevdalar döndü dolaştı,
Derelerin kumuyum ben.
Bir güzelin kuluyum ben.
Bu yürek hep O'na çarpar,
Aşkı ile doluyum ben.
Falan, filan dünya yalan.
Ne olur gelsen bir kahve içimi,
Yokluğun sinemi sanki eziyor.
Falıma bakıp ta görsen içimi,
Hasretin bağrımda nasıl geziyor!
Sinemi kavuran mehtap bakışın,
Bir kuş ürperdi, çıktı sinemden.
Gökyüzünden çırpınırken karıştı martıların çığlıklarının arasına.
İstanbul’un semalarından süzülürken bir de ne görsün(!)
Karanlık, loş sokaklarda bir taraftan tinerciler, esrar çekenler, diğer bir taraftan gözü dönmüş insan kılıklı üç yaratığın arasında çırpınan bir kadının acı çığlıkları.
Haydi, konuşup anlaşalım.
Aşılmaz engeli aşalım.
Adil bir düzen kurmak için,
Gelin canlar bir olalım.
İnsanız, hata mı yapalım?
Bir sevda ki yaktı durdu,
Yaralı yüreğimi gönül mahzeninde!
Düşler acemi birer avcı gibi,
Ardına düştü tek kürekli sandal ile...
güzel hatıralar dile gelmiş kaleme sağlık
güzel hatıralar dile gelmiş kaleme sağlık
güzel hatıralar dile gelmiş kaleme sağlık