birden düşeceğim bir gün aklına,his gibi
içine kasveti çökecek o an gölgemin
nerdesin derken sesim,ey kalbimin sahibi
olamayacaksın artık gittiğimden emin
aralık kalacak her kapı,kapatacaksın
o günlerden izler taşıyacak içtiğin su;
cân çalmışım bir yerden
ecel ondan sorsa gerek
sır çıkmadı şu serden
ben çalarken görse gerek.
***
Yalandır,yalancıdır o vakur efendiler
Ki,sözleri mayhoş,dilleri pek bir acıdır.
Hâyır! ihtişam değil,dalâlet içindeler;
Benlik,Hak'kı unutanların ihtiyâcıdır.
Ey hüzün! Niçin gönül vadimdesin,
Niçin ağlarsın o alçak duyguya?
Bitti…Hisler bir şikayetmiş desin
İstemem,hiç gelmesin böyle rüya.
Al,dilersen yırtıp at takvimleri;
Ömrünce hayâl ettin ve umdun bir çok şeyi,
Gün oldu kederlendin
Gezdin yapayalnız,tek başına
Bir canlıya hasret vâdîler gibiydin
Ömrünce hayâl ettin yeşermeyi
Gördün nice yıl sonra
Cezâ mıydı yoksa neydi bu dünyâ?
Anlatsa ya bana hayattan biri.
Canlıydık biçârem,insandık güyâ,
Tende bulamadık,açın kabiri…
sayesinde ateşin aramak bir serin yer
zannımca budur yalnızların attığı adım
ne çok inşa edilirse küllerden hayaller
yalnızlığın o kadar çoğalırmış,anladım..
Umdumsa ben hayâtı,bir hayâle yandımsa,
Hiç dinmeyen efkârım tükendiyse velhâsıl,
En mahşerî uykudan aşkınla uyandımsa..;
Can da bana Yâr diye,nasıl derim ben,Nasıl?
Al bu cânı benden al bahtımı Yâr,
Adını andıkça anasım gelir.
Yokluğun ateşse mahşer bu diyâr,
Kuru dallar gibi yanasım gelir.
Her gül layık olsun diye efsunlu ellerin
Böyle ak,böyle narin,böyle çift yaratılmış
Gördüm ki,ne varsa dünyada bahardan serin
Bir senin ellerinde yaz ve kış ılık kalmış.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!