Sen mi döşedin bu rayları söyle?
Çepeçevre etrafıma böyle.
Yok bir gedik,
Yok bir delik,
Başı sonuna birleşik.
Etrafımda yusyuvarlak,
Hep “O” vardı,
Önceden de önce.
Her yeri fani sardı,
Kün “yok”a değince.
1996
***Okay Temiz’e saygımla***
Denizaltı rüzgârları; korkudur…
Ki gerçekten korkar köpek balıkları.
Aklı olanları,
Kıstırır da kuyruğunu bacaklarının arasına,
Hep yanlarında duran,
Yakasından eteğine
Beyaz sakosu kan tetiri,
Binbir suratlı suratsızı,
Neden yine kimse görmedi?
Uyanır uyanmaz uykudan,
İki buse kondururum da,
Sevginin yanaklarına.
“Günaydın” derim,
“Günaydın sevgi.”
Üç dört lokma sevgi atıştırıp,
Benden sana çam sakızı,çoban armağanı;
İyi sakla gönderdiğim bir heybe dolusu, zamanı.
Ki pembe denizlerde bulunmuş,
Üzeri mavi yosun tutmuş.
Ve kara kışlarda kalmayasın diye naçar,
Yollar ne de çok,
Yollar bir sürü.
Gerçeğe varacaksan dost;
Yüreğinle gör,
Yüreğinle yürü.
Olmak istemiyorsa mahpus,
İki seçenek vardı adama;
'Ya hep sus.
Ya da hiç konuşma.'
1996
Uyanmak yetmez oğul!
Gaflet uykusundan.
Hele sevinmek uyanmışlığına,
Bunca uyuyan varken.
Uykuların en gafletlisi oğul!
Madem ki sildin uykuyu,
Notalar sürgün porteden,
Hükümranlık hep es-lerde.
Anlam çalınmış sözden,
Mutluluk sessiz nefeslerde.
Cisim soyunmuş renkten,
Renkler karanlık kafeslerde,
Şiirlerinizle yeni tanıştım ve çok güzellerdi nicelerinde görüşmek dileğiyle yolunuz açık olsun