Kim diyorsa yalan,
Ağlamak değil ayıp.
Asıl gerçek olan;
Ağlamamak büyük kayıp.
Sen öyle bir ağla ki,
Kurak gönüller canlansın.
Hiç ayrılmadığım bu yerlere,
Geri döneceğim bir gün.
Anlaşılmazlığımı vuracaksınız zincirlere,
Bitecek sıladaki sürgün.
Önce biraz korkacaksınız benden,
Sonra anlayacaksınız korkunuzun yersizliğini.
Ya bu sevda bitirir beni...
Ya da ben bu şehri.
Artık gitmeli...
Beklememeli.
Ya bu çirkef yutar beni...
Üzülmeyin be martılar! ..
Hayıflanmayın; olmadı diye anlayanınız hala
Bak ben anladım işte…
Hem de ilk görüşte daha
Gördüm;
Ara sıra kaçıp uzaklaşsan da,
Bana şu dünyada,
Tek sen yardın gölgem.
Bazen solumdaydın, bazen sağımda.
Bazen yol gösterdin bana,
Bazen de ardımda,
Yarın akşama doğru, yürüyordum yolda,
Karşılaştım çok eski bir dostla.
En son dokuz sene sonra görüşmüştük,
Şimdi hasretle kucaklaştık, öpüştük.
Biz
Mutluluğunu yaşamaktayız,O’na kulluğun.
Özgürlük denen aldatmaca ayağımızın altında,
Kanlar içinde ve cansız.
Siz
Hani bir fikir vardı ya...
Hani şu; hiç günyüzü göstermediğim,
Hani beynimin en karanlığına kilitlediğim.
Yıllardan sonra işte yine,
O fikir voltada beynimde.
Voltasının her adımında,
Dört soysuz soydan
Bir istila ordusu;
Kızıldan, daha kızıldı iki soy…
Diğer ikisi: Karanın en karası
Toplam sayısı ordudaki askerin,
Ellinin iki fazlası.
Yalan
İki kere ikinin dört ettiği,
İnanamıyorum.
Kim icat etti bu matematiği?
Anlayamıyorum.




-
Bülent Arkan
Tüm YorumlarŞiirlerinizle yeni tanıştım ve çok güzellerdi nicelerinde görüşmek dileğiyle yolunuz açık olsun