Aşkın şarkısını okuyan bilir
Nağmeyi gönüle dokuyan bilir
Seherde bülbül olup şakıyan bilir
Ne el bilir ahvalini ne yar bilir
Aşkın ahvalini yaşayan bilir
İnce bir sızıydı önce
Sonra derin bir sancı
Sol yanımda nöbet tutan bu ağrı
Sükun buluyor adını anınca
Adın neydi bilmiyorum
Karşı konulmaz aşklar vardır
Karşı konulmaz yenilgiler
Aşklar vardır karşılıksız
Karşı konulmaz sevgililer
Neredeler ah! .....
Kalbimizi alıp gidenler
Her köşe başında rüzgar
İlla bir şair perçemi dağıtacak
İşveli bir etek uçuracak tekinsiz
Hınzır dünya muzır zaman ah! ...
Ey Sevgilim;
Şuh güzeller senin paslı hançerin
Durup durup yüreğime indirme benim
Benim değil bu kalp senin eserin
Vurup vurup kalbimi söndürme benim
Kozlu gasilhanesinin yanında
Sofinin çay ocağında
Ölümle söyleştim dün
Dedim ki
Seninle söyleşmenin en şık halidir belki
Siyah minilerle ve topuklularla mezar ziyareti
Başında bir altın güneşle gelir bayram
Ruhumuzun doğusundan dünyamızın batısına
Battı sanılan gün yeniden doğar
Yenileyerek kalplerimizi
Bileyerek sabır bıçaklarını
Taş kesilir bölünür de
Kadın ve çocuk gibidir kuş
Sımsıkı tutmakla durmaz yuvada
Sevgiyle besleyip okşarsan eğer
Kuşlar yuva yapar omuzlarında...
Dedim ki;
İlla sokak kedilerinin kuyruğuna bağlamak isterler
Şairleri
Çün paslı tenekeden öteye gitmez estetik zevkleri
Sn.Özcan,
İki cümle herşeyi anlatabiliyor. Bileğinize sağlık :)
Salim Kanat
Çorum
Bay, 43
23.4.2006 20:12
Antolojinin atlanmadan mutlaka okunması gereken şairiyle karşıkarşıyayım dedim birkaç şiirini okuyunca sn Özcan'ın. Kendine has üslûbu, zevkli dili yanında mısralarına hem duygularını hem de bir büyük davayı sığdırabilen na ...