Bahar, yavaşça doğuyor ufukta,
Ilımlı ışık süzüldü ağaçların arasından.
Çiçekler açar, kırmızı ve beyaz,
Her bir petal, sevdanın hatırası gibi nazik.
Göl kenarındaki söğütler,
Bir akşam,
ay ışığı,
penceremden süzülen ince bir iplik gibi,
soğuk duvara düşerken,
gözlerimdeki gölgeler,
eski hatıraların izleri,
Bir vadî ki mehtabda gülüşler saklı,
İnce bir sükûtta yankılanır ahlar,
Yaprağın teninde suskun kervanlar,
Her bir yıldızda bir sır, elbet aklı.
Arzın eteğinde hasret tığları,
Bir gün doğarken,
ışık sükunetle sarar her köşeyi,
gökyüzü, pastel tonlarında,
bulutlar dans ederken,
hayalin tozlu raflarında.
Sislerin ardında kaybolmuş bir gölgeyim,
Gecenin uykusuz kıyısında asılı kalmış,
Ruhumda büyüyen boşluk, yıldızların arasında,
Bir adım daha atsam, düşeceğim karanlığın sonsuzluğuna.
Her şey yarım kalmış, her şey biraz eksik,
Kelimeler boğulmuş sessizliğin derin sularında.
Biz kalbimizi rüzgâra saldık,
üzerine adres yazmadık,
kim bulursa okusun,
kim anlar da ağlarsa, ona kalsın.
Yalnızlık ne bir sokaktır,
Ne bir şehir; ne de uzak köy yolları.
O, bir gölgedir peşinde sürüklenen,
Ve iz bırakmayan adımlarında insan.
Gece büyür, karanlıkta ağır ağır,
Bir gölge gibi sarılır gece,
kayıp şehrin sokaklarında yankılanır adımlarımız.
Bir zamanlar maviye çalan düşlerimiz,
şimdi gri bir sisin ardında solgun,
bir yaprağın sonbahara teslim olduğu gibi.
Sana anlatamadığım her şey,
Dağların doruklarına sürülen gölgeler,
Bir zamanın yadigârı, eski izler
Güneşin sessizliğiyle buluşur.
Rüzgârda yankılanır kayıp bir ezgi,
Toprağa yazılmış yaralı hikâyeler.
Bir ağaç kadar yalnız ve derin,
Rüzgar, içimde bir hüzün taşır,
Kırık dökük anılarla sarar kalbimi,
Sokaklarda yankılanan sesler,
Bir zamanların hatırası, sessiz bir çığlık gibi.
Gözlerimde kaybolmuş bir umut,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!