Özünü sözünü, hakla tanıştır.
Balla harmanlayıp, gülle karıştır
Kondur gönüllere, sev/say barıştır;
Ömür kısa, dünya yalan talandır
Akıttığın kelam, bal şeker olsun
Derdinden kanserli gönül gülecek mi?
Nerede fermanı dermanı içecek
Harınla narınla arınla pişerek
Cevrinle dolanan ömür görecek mi?
Kahır kokar saliseler elem keder
Derya gözlüm akıyorsun içime
İlaçtı damlası göz yüreğime
Ataşın taşarken derinliğime
Korunla figanda gül yüreğine
Söyle ne yapayım Allah aşkına
Güneşsin,
Şırıl şırıl şırlayansın
Dünya âlem eşiğinde
Dolana dolana viran.
Kim kimler
Kelamdaki her noktada yazdığımsın.
Tuvallerdeki elvanla kazdığımsın
Fırçada kalemde haykırdığımsın
Senle varım senle arım yaradanım
Gecemle gündüzü terkime alıyorum
Hele söyleyin kim fakiri düşünür,
Yaratanın kulu Vay nefsim; dedikçe.
Her kul tilki, çakal postuna bürünür;
Havuduyla haram lokmayı yedikçe.
İnancın aşkına, neden riyakârlık?
.......İnsanın maddi varlığını su ateş toprak hava olmak üzere dört unsurdan oluştuğunu biliriz,
Halbuki; bu unsurlar basit olmadığı gibi insan, sadece bunlardan ibaret değildir. Diğer varlıklardan ayırtan bir özelliği vardır ki, o’da; kendisini kâinatı görmesi anlamasıdır.
........Eğer insan; bitki hayvan gibi sadece maddeden oluşmuş olsaydı, kâinatın ortaya koyduğu verdiği ile yetinirdi. Oysa, insan akıl zekâ irâde diye gayri maddi bir cevherinin de bulunduğunu kabul etmek zorundayız.
........İnsanı değerli kılan midesi değil, düşündükleri yaptıklarıdır. Kendi-kendisi başkaları için anlaşılması güç, vücut ruh yapısına sahip renk-renk insan tipleri vardır. İhtilal tipliler yerine, bütün mahrumiyet ızdırabları yaşı yan yılmayan, kültür-eğitime değer veren, okuyan-okuyan okuyan… insan olmalı.
.......Müspet münasebetler kuran, kalbini zekasını kullanarak çevresine edindiği yüksek kültürle, halkın inançlarının manasını anlar, hoyratça yıkmak yerine sakin sükun bir ışıkla aydınlatarak, sosyolojik psikolojik olarak insanların maddi şartlarını inceleyerek, değiştirme vasıtalarını keşif edecek bilgiye sahip, içe dönük değil dışa dönük hakkı olan hakkı veren hakkı arayan, tesis eden, eşya hayvan gibi düşüncesiz iradesiz değil, nefsinde olanın başkalarının nefsinde de olduğunu görebilen insan tipi vardır, ki; bu en iyisi en hazıdır.
.......Akif’in şiirinde söylediği gibi; “Çiğner çiğnenir, hakkı tutar kaldırır.” Bunu yapanda Allah’a yakın olandır. Bizi zalim yapan; kendimize olanı başkasında yok zannetmemizdir.
Nice âdemoğlu, nefsim pulum hak der
Kuruşa el pençe riya fâsık eker
Zalimin zulmüne, divan dil bal şeker
Kupkuru temele çürük ağaç diker.
Ömür freni yok paldır küldür gider
Dost meclisinde fuzuli konuşan
Bu ne kin ne hiddet gönlüne bulaşan
Ses boğumunda mikrop mu dolaşan
Allah’ın kulunu kırma kırılırsın
Sevgi meltemini es-estir yeşersin
Tokat ilinde buldum dosta kandaş can olanı
Hasır çay ocağında hak zikriyle dolanı
Seziverdim burada feleğini bulanı
Ne hoş bal akıtıyor dillerinde kelamı
Kerim oğlu şiir dir derman gönül yarama
kalbimden sizi selamlıyorum ... efendim efendim ... seni yıllardır hayran kaldım ve tüm şiirler değer veriyorum..
Allah zekanızı korur ve ilgilenir ...
ellerinizi ve kalem sadık yoldaşlarınızı .. güzel kalbinize sağlık. Sana hayranım Kalbim hep seninle.
sosyal bir yarayı dizelerine taşıyor ve dinlerin gerçek yaşamda olmayışlarına atıfta bulunuyor..beğeniyle okudum..
sayın kaya..güzel ve düşündürücü çalışmanızı yürekten kutluyor teşekkür ediyorum...sevgiyle kalın...
düze çıkara inşallah